15 Temmuz darbe girişimi, 2013’te Mısır’da gerçekleştirilen askeri darbe ile benzer özelliklere sahip. Bunların en başında her ikisinin de demokratik ve anayasal düzen ile seçilmiş iktidara karşı yapılmış olması geliyor. Hal böyle olunca darbe ile başa geçen Mısır'daki cuntanın ve onun kontrolündeki medyanın 15 Temmuz girişimine karşı tavrını tahmin etmek hiç de zor değil. FETÖ darbe girişimini yakından izleyen Mısır medyası beklendiği gibi cunta etkisi altında darbeyi destekleyen bir çizgi tuttururken, ülkenin El-Ahram gibi büyük gazetelerinin 16 Temmuz'da 'Türkiye'de ordu yönetime el koydu' mealinde manşetlerle çıkmaları pek de şaşırtıcı olmadı. Özellikle El-Vatan gazetesi, darbenin başarılı olacağından o kadar emindi ki baş sayfasında Boğaziçi Köprüsü'ndeki tanklı işgal fotoğrafı ile çıkardığı 16 Temmuz nüshasının başlığı çok kesin görünüyordu: "Erdoğan Devrildi." Mısır televizyonlarının darbe esnasında 'Türk halkı askeri desteklemek için sokaklarda' şeklinde çarpıttıkları haberler de cabası oldu. Darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlanması nedeniyle hayal kırıklığına uğrayan Mısır'ın cunta yönetimi haber görünümündeki temennilerle kalmayıp, Mısır'ın BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliğinde bulunmasından da yararlanarak konseyin 15 Temmuz darbe girişimini kınamak isteyen kararını da veto ederek engelledi. BM Güvenlik Konseyi'nin hazırladığı bildirideki "tüm taraflara demokratik yollarla seçilmiş Türkiye hükümetine saygı çağrısı" gibi ifadelere itiraz eden Mısır, kararın iptaline neden oldu. Aynı Mısır, benzer tavrı İslam İşbirliği Teşkilatı'nın FETÖ'yü terör örgütü ilan eden kararında da 'hayır' oyu kullanmıştı. Bu kadarla da kalmayan Mısır'ın Başbakanı Şerif İsmail'in talep gelirse FETÖ liderine siyasi sığınma hakkı verilmesini değerlendirecekleri açıklaması hepsinin üzerine tüy dikti.