Şair olarak milyonların gönlünde yer etmiş Sezai Karakoç’u bir siyasetçi olarak anmanın ne kadar doğru olduğu tartışılır.
Ancak hem günümüzün seyrini değiştiren siyaset alanındaki insanları derinden etkileyen bir düşünür olarak hem de siyasi hayatımızın en sıra dışı partilerinden biri olan Diriliş Partisi'ni kuran insan olarak tamamen bu alanın dışında da göremeyeceğimiz ortada. Görünür olmaktan her daim kaçınıp, şiiri ve düşüncesi ile var olmayı tercih eden Karakoç, adeta
Diriliş dergisinin partiye dönüşmüş hali olan Diriliş Partisi ile de siyasette görünür olmaktan hep kaçmış, adeta varlığı ile yokluğu bir olmuştur. 1990'da gül ağacı amblemiyle kurulan parti hayvan haklarına bile yer veren sıra dışı ve incelikli düşüncelerle dolu programıyla siyaset sahnesine etkisiz de olsa bir şiirsellik getirmiş ve siyaset yapmaktan çok bir kısım siyasetçiye ilham verici konumda olmuştur. Bununla beraber son dönemde en büyük tartışma konularından biri olan başkanlık sistemini ilk defa 1989 yılında gündeme getirmiştir.