“Adımız Halk Partisi idi ama bir türlü halkın partisi olmayı beceremedik.” Kasım Gülek, mensubu olduğu CHP’nin 1950 seçimlerini kaybedişini bu şekilde yorumluyordu. Bu yorumu onun siyasi hayatının çoğunu geçirdiği partisi CHP ile en temel farklılığının da ifadesiydi aslında. Mustafa Kemal'in talimatıyla CHP'ye dahil edilen, İsmet Paşa'nın övgüsünü alan, daha sonra bakanlık yapan Kasım Gülek tek parti dönemi CHP'sinin ve Türk siyasetinin sıra dışı kişiliklerinden biriydi. Yedi dil bilen, birkaç diplomaya sahip, yurt dışında eğitim görmüş, çifte doktoralı Gülek bu haliyle yeterince elit olmasına rağmen, halka yakınlığı, toplumun arasına karışarak onların ihtiyaç ve beklentilerini görerek hizmet vermeye çalışması ve maneviyatı da ihmal etmemesi gibi özellikleri nedeniyle tek parti CHP'sinin elitist anlayışıyla bir türlü bağdaşamadı. Yoğun yurt gezileri gerçekleştirerek halkla fazlaca temas kuran Gülek, bu CHP içerisinde hayli sırıtıyordu. Hatta bu yüzden adı bir ara 'çarıklı siyasetçi'ye bile çıktı. Bunun üzerine parti içinde getirdiği eleştirileri de eklenince Atatürk'ün emriyle alındığı CHP'den ihraç ediliverdi. Hacca gitmesi bile o dönemlerde aleyhinde kullanıldı.