Gamze Tuna: Doktor Lacivert

Doktor Lacivert
Giriş Tarihi: 17.05.2017 15:12 Son Güncelleme: 17.05.2017 15:12
Gamze Tuna SAYI:35Mayıs 2017
İyi günler efendim, Doktor Lacivert’te bu ay son ayların yeni trendi ‘sa(ğ)laklar mı yoksa solaklar mı daha zekidir’ ve ‘veganlık’ tartışması var. Çocukluğumuzdan beri şahit olduğumuz ‘solaklar mı zekidir yoksa sa(ğ)laklar mı’ tartışmasında hangi taraf haklıdır peki? Hepimizin bir şekilde kulağına çalınan bu veganlık meselesi aslında neyin nesidir? Doktor Lacivert gururla sunar!

Sa(ğ)lakların solaklarla imtihanı!

Solakların sağ elini kullananlara göre daha zeki olduğuna dair yaygın bir inanış var. Peki, bu inanış gerçekte ne kadar doğru? Bu tartışma üzerine birçok yazı okudum ve araştırmalarım sonucu gördüm ki sadece iki teori mevcut. İlki evet solaklar daha zeki, ikinci teori ise hayır solaklar daha zeki değil, hem sa(ğ)lak hem de solak olanlar daha zeki. Yani her iki koşulda da sa(ğ)lakların zekiliğine dair bir bilgi bulamadım. "Dinî inanışlarda ve toplumda 'pek takdir edilmeyen' sol elini kullanan insanlar, her alanda daha başarılı" başlıklı haberleri de gördükten sonra iyice ümidimi yitirmek üzereydim. Sonra olaya daha bilimsel bakmaya karar verdim.

Beynimizde iki küre mevcut; sol yarım küresi dil ve sözel becerilerde daha baskınken, sağ yarım küre matematiksel ve mekânsal yeteneklerle ilgili. Sol elin hareketlerini beynin sağ küresi, sağ elin hareketlerini ise beynin sol küresi yönetiyor. Buna göre solakların mekânsal ve matematik becerilerde daha düşük performans göstermeleri öngörülüyor. Çünkü bu yetenekleri kontrol eden sağ yarım küre aynı zamanda sol el hareketlerinin de yönetildiği merkez. Yani etkinliği ikiye bölünmüş oluyor. Oysa sağ elini kullananların el hareketlerini sol yarım küre yönetiyor ve sağ yarım kürenin özelleştiği matematiksel yeteneklerde daha başarılı oluyorlar. Buna göre solaklar sağ elini kullananlara göre daha zeki değil. Yani ilk teoriyi çürütmüş oluyoruz. İkinci teoride ise hem sağ elini hem de sol elini kullanabilenlerin matematiksel yeteneklerinin daha yüksek olduğu savunuluyor. Bu durum diğer teoriye göre daha gerçekçi duruyor. Bunun yanında sağ elini kullananlar genellikle sol ellerini aynı derecede kullanamaz. Ancak çoğu solak insan, sağ ellerini de yani her iki elini de aynı yeterlilikte kullanabiliyor. Bu kuram, bu bilgiden yola çıkarak solakların matematik yeteneklerinin daha iyi olduğunu öne sürüyor. Yani yıllardır söylenen solakların daha zeki olduğu düşüncesi solakların sağ taraflarını kullanabilmesinden kaynaklanıyormuş. Her iki tarafı sa(ğ) laklara göre daha rahat kullanabilen solaklar toplumda 'daha zeki' etiketini kapmış oluyorlar. Birkaç tane başarılı solak bilim adamı, sporcu, ünlü insan ismi söyleyince de insanlarda böyle bir algı oluşmuş zamanla. Solaklar mevkidaşlarına nazaran yüzde 10-15 arası daha çok kazanıyormuş ve dünya zenginler listesinde de solakların oranı oldukça fazlaymış.

Ancak yine de solakların mı yoksa sağ elini kullananların mı daha zeki olduğuna dair net bilgiler için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var diye düşünüyorum. Zekâsını nakite çevirebilen ve dünyayı değiştiren Bill Gates, Steve Jobs solak olabilir, evet çok ünlü de olabilirler, fakat Doktor Lacivert sa(ğ)laktır ve bütün sa(ğ)lakların yanındadır. Lacivert Dergi'de yazması sebebiyle en az onlar kadar da ünlüdür hani değil mi? :)

Tuğçe Kablan

Büyüyünce vegan olacağım!

Veganlık yahut veganizm, bazı nedenlerle hayvan kökenli gıdaları ve diğer hayvansal ürünleri kullanmayı reddetme anlamına geliyor. Kısaca çevremizdeki hayvanların etinden, sütünden, yününden faydalanmama hali. Doktor Lacivert olarak bu konuyu daha detaylı ele almak için Diyetisyen Tuğçe Kablan'a "Neden insanlar vegan yaşamayı tercih ediyor" diye sorduğumda kendisi bana; "Çevreye zarar verdiği düşünülen hiçbir ürünün kullanılmaması gerektiği düşünüldüğü için tercih ediliyor. Veganlıkta, sadece yemek olarak değil giyimde bile yünlü kazak giyilmiyor, bal yerine pekmez tüketiliyor, otlu sebzeleri yemek dahi bitkiye zarar verdiği düşüncesiyle tüketilmiyor" şeklinde bir cevap verdi. Yani bitkilerin sadece meyve ve sebze kısımları tüketiliyor. Hal böyle olunca ellerinde yiyebilecekleri hepi topu 10-15 yiyecek olduğunu düşünüyor ve veganların neden bu kadar zayıf olduğunu anlıyorum. Fakat Tuğçe Hanım, meselenin aslında hiç de öyle olmadığını, veganların yiyebilecekleri birçok ürün bulunduğunu ve bunların bilinçli bir şekilde tüketilmesiyle sağlıklı bir diyet tarzı oluşturulabileceğini söylüyor. Özellikle soya, badem ve sütleri, yulaf, kinoa gibi yiyecekler veganlara çok yardımcı oluyormuş. Yine de bu kadar güzel nimetleri bir insanın nasıl reddettiğini kavrayamadığımdan olsa gerek; 'veganlık insanın içinden gelen bir dürtü mü yoksa sonradan isteyerek ortaya çıkardığı bir şey mi' diye sormadan edemiyorum. "Ben insanların içinden gelerek bunu yaptığını düşünüyorum, mesela ben semi vejetaryeniyim yani kırmızı et tüketmiyorum, bu insanın içinden gelen bir şey. Vegan olmak için önce vejetaryen oluyor insanlar. Doğrudan veganlık meselesine geçemiyorlar tabii. Veganlık artık bir yaşam tarzı haline geldi. Milattan önceki dönemlerde de vardı fakat insanlar bu yaşam tarzının adını koyamıyorlardı. Günümüzde sadece ismi 'vegan' olarak değişti" diyor Tuğçe Hanım. Peki, gerçekten söyledikleri gibi hayvansal gıdaları tüketmek insana zarar veriyor mu diye soruyorum merakımı dizginleyemeyerek. Aldığım cevap ise; "Hayvansal gıdalar zarar verir diyemeyiz. Mesela balıktaki omega3'ün en iyi kaynağını başka hiçbir yerden tam karşılayamıyoruz maalesef. Hayvansal gıdalarda bol miktarda protein var ve proteinin insan vücudunun sindirimi için uygun bir besin kaynağı olduğunu görüyoruz. Tabii ki proteini sadece hayvansal gıdalardan karşılama zorunluluğumuz yok" oluyor. Genelde vegan tarzı beslenmenin sağlıksız diyetlerle karşılaştırıp yere göğe sığdırılamadığını bildiğimden en sağlıklı diyet tarzı vegan diyet tarzı mı diye merak ediyorum. Tuğçe Hanım; "En mükemmel diyet vegan diyeti diyemeyiz fakat doymuş yağ asitlerini çok az kullandıklarından dolayı birçok hastalığı önlüyor. Tek sıkıntıları B12 eksikliği onları da takviyelerle halledebiliyorlar" cevabıyla gideriyor merakımı.

Patatesin, ayranın, elmanın bile diyeti olan 'fit ülkemde' haftalık yahut birkaç günlük 'vegan diyetleri' olmazsa olmazdı tabii. Tuğçe Hanım bu konu hakkında; "Evet maalesef ülkemizde televizyonda görülen her diyeti uygulama, ismi değişik diyetleri merak etme dürtüsü oluştu. Moda diyetler maalesef çok popüler ve insanlar böyle şeyleri önemsiyorlar. Fakat veganlık bir diyet değildir bir yaşam tarzıdır bunun da altını tekrar çizelim" diyor. Aklıma son zamanlarda vegan diyet yapan ünlülerden Özge Özpirinçci geliyor. Hanımefendinin pirzola yerken çektiği 'isyan videosu' tıklanma rekorları kırmıştı malumunuz. Bu videodan sonra birçok vegan arkadaşımızın kendisine düşman olması kaçınılmaz görünüyor. Biyolojide canlıları sınıflandırdığımızda görüyoruz ki insanlar diye bir sınıf yok, çünkü insanlar hayvanlar başlığı altında inceleniyor ve sindirim sistemimiz de hayvanlarınkiyle çok benzer. Diş yapımızın da hem et hem de ot tüketmek için uygun olduğunu görüyoruz. Tabii ki vegan yaşam tarzını içinden gelerek benimseyenlere saygım sonsuz fakat bu içgüdüyü sonradan edinmek için çaba sarf etmemek gerektiğini düşünüyorum. "Her gün binlerce bitki vejetaryenler tarafından katlediliyor, bu vahşete sessiz kalma sen de bir mangal yak" mottosuyla yazımı bitiriyorum. :)

BİZE ULAŞIN