Esed güçlerinin Halep'i kontrol altına aldığının açıklanmasından hemen sonrası… "Halep'te insanlar tecavüze uğramasınlar diye kendi öz kızlarını vuruyorlar." Halep'ten Türkiye'ye doğru kaçmaya başlayan onbinlerce insana yiyecek yardımı götüren bir tanıdığımın Halep'le ilgili sıcağı sıcağına yaptığı paylaşımları mide bulantılarına yol açan bu cümleden sonra takip etmek giderek zorlaşıyor. Bombalanan hastaneler, bıçakla öldürülen doktorlar, canlı canlı yakılan çocuklar, karınları deşilen adamlar, ilaçsız tedavisiz kalan yaralılar, hastalar, tecavüze uğrayan kadınlar, çaresizce topraklarını terk etmek için yığılan kalabalıklarla ilgili haberler… Bütün bunların üstüne, adına 'uluslararası toplum' denilen şeyin bütün bu olanlara karşı en son kertede bile bozulmayan utanç verici seyirciliği, BM Güvenlik Konseyi denilen güç ağalarının vetoların arkasına sığınan ikiyüzlülüğü… Hemen akabinde bir Fransız dergisinde karşıma çıkan yazının başlığı: "Halep: İnsanlığın Ölümü…"