Bush'un Ortadoğu ve Afganistan işgali ile başlayan sürece bir de sözde barışçı Obama yönetiminin beceriksiz ve sorumsuz dış politikası eklenince Ortadoğu, II. Dünya Savaşı'ndan beri görmediği bir cehennem manzarası ile karşı karşıya.
Afganistan'dan başlayarak Libya'ya kadar uzanan bölgede hemen hemen tüm ülkeler silahlı çatışmaların ya içinde ya da çatışmalara bir şekilde bulaşmış durumdalar. Suudi Arabistan ve müttefiklerinin de Yemen'e saldırmalarıyla Ortadoğu'da çatışmadan muaf ülke kalmadı gibi. Manzara şöyle: Afganistan'ın hali ortada. İran zaten yıllardır müdahale tehdidi altında ve kendisi de az tehdit değil. Suriye'de kanlı iç savaş sürüyor. ABD işgalinden henüz çıkmış Irak'ta daha iç çatışmalar tam bitmemişken bir de IŞİD sorunu baş gösterdi ve devam ediyor. Filistin'in hali zaten malumunuz, İsrail denilince işgal ve çatışmanın her birkaç yılda bir tekrarlanan bir rutin olduğunu hatırlatmak gereksiz. Lübnan deseniz birkaç yıl önceki İsrail saldırısından sonra yeni yeni toparlanmaya başlarken bir yandan bu ülkenin öte yandan Suriye'nin baskısı altında meçhul bir geleceğe bakıyor. Kendi içinde zaten karışık olan Ürdün bir yandan mülteci sorunuyla boğuşurken diğer yandan IŞİD'e karşı hava kuvvetleri ile ateşli çatışmaya bir yerinden dâhil olmuş durumda. Mısır deseniz kaç yıldır süren karışıklıklardan sonra darbeci yönetime teslim ve bu yönetim bölgede aktif bir askerî güç olma çabasında. Suudi Arabistan bile sonunda Yemen'i gözüne kestirerek ilk kez silahlı bir operasyonun faili olarak herkesi şaşırttı. İlk defa birleşik bir Arap ordusunun kurulması türünden fikirler ortaya atılmaya başlandı. Kanlı bir müdahaleye uğrayan Libya fiilen ikiye bölünmüş durumda… Sanırım fazla söze gere yok.