ABD yönetimi IŞİD’in katliamları karşısında başlangıçta umursamaz görünse de, halifelik ilan eden IŞİD güçlerinin Kürt bölgesini tehdit etmesiyle birlikte aniden canlanıverdi ve Yezidilere ve Iraklı Hıristiyanlara yapılacak bir ‘soykırımı’ önlemek adına harekete geçti. Ancak ABD'nin hava bombardımanıyla başlayan bu desteğinin altında yatan niyetin bir soykırımı önlemek olduğu konusunda çok kişi hemfikir değil. Olaya daha şüpheci yaklaşanlar bu niyeti Kuzey Irak'taki topluluklardan ziyade çok uluslu petrol devlerinin yatırımlarını soykırımdan kurtarmak olarak okumayı tercih ediyor. Aslında rakamlar da bu görüşü destekler nitelikte: Irak'ta mevcut olan 143 milyar varil petrol rezervinin üçte biri Kuzey Irak Kürt bölgesinde bulunuyor. Buna 25 milyar varil dolayında olduğu sanılan işlenmemiş petrol yataklarını ve 3 ila 6 trilyon metreküp hacmindeki gaz yataklarını eklemek gerekiyor. Exxon, Mobil, Total ve Chevron gibi ABD, İngiliz ve Fransız ağırlıklı petrol firmaları ise bu yataklardan istifade etmek üzere binlerce adamla bölgeye yerleşmiş durumdalar. Sadece bu coğrafyaya yaptıkları yatırım 10 milyar dolara ulaşıyor. Haliyle ABD'nin bölgede bir 'soykırımı' önlemek için devreye girmesi gerekiyor.