Otobüs birazdan geçip gidecek, birazdan yüzüm o cama değecek, aksi çıkacak, buharı tutacak, fotoğrafımı çekeceksin benim, bakanlar iç geçirecek.
-Bence terör, diye başlayan bir cümlem olsa, katil ve maktulün dışında gelişen bir cinayet derdim.
-Terör: Yerelden globale, gelenekten geleceğe, nesilden nesile…
-Her kareyi ayrı ayrı resmet, kalbine ve vicdanına işle, ya da telefonun hafızasında dursun, canın sıkılınca toplumsal vicdana yükleme yaparsın.
-Burada kendinle ve benimle baş başasın, senden istediğimi yapana kadar burada kal!
-Huzur, toprağa yakın olmaktan, tedirginlik, topraktan uzaklaşmaktan başlıyor.
-İnsan üzerine söylenmiş sözlerden birisi benim olsaydı, deseydim ki kırılma noktası deyip durduğun yer tam olarak neresi, şimdi ben tam olarak kime öfkeliyim?
-İlkelliğe bariz bir ilgi duymaya başladım, en azından üzerinde uzlaşılmış bir kavram.
-Hangi cepheye yazıldığını biliyor musun ey savaşçı? Emniyetsiz, sahipsiz ve geleceksiz.
-Bireysen, korkaksın! Teslim ol!
-Duyusal fotosentez yapmaya başladım, hiç olmadığımız kadar şeffaflaştık, neredeyse rüyalarımız birbirine değecek…
-İnsan kendini güvende hissetmek ister, bir ağaç dalında, bir dalganın kucağında, bir kuşun kanadında bile güvendesin.
-Sınırların sınırlarında takılıp kaldım, otobüs birazdan geçip gidecek, birazdan yüzüm o cama değecek, aksi çıkacak, buharı tutacak, fotoğrafımı çekeceksin benim, bakanlar iç geçirecek, bakmayanlar beni bilmeyecek.
-Uyarılar ve retorikler, uluslararası koalisyonlar, kontrolsüz ortak güçler, sahada bulunanlar, TV'de konuşanlar, teori yazanlar, analiz yapanlar, sezon açanlar, repertuar oluşturanlar, yeni oluşumcular, yeni oluşumculara düşman olanlar…
-Umut varsa sen varsın, pek çok şey yitiriyoruz ama yitirdiklerin arasında merhametin ve umudun olmasın!