Gazze’nin çilekleri ve çocukları
Bugün, Gazze'nin tatlı çilek tarlalarına, bombaların gürültüsü, kan kokusu ve ölüm yağıyor. Zaten zor şartlar altında tarımı ile zar zor dünyaya gönderilen Gazze'nin çilekleri kim bilir ne zaman yakıcı güneş altında koşan Gazze'nin çocukları ile tekrar buluşacak? Tek isteği tel örgülere kadar tarım yapmak olan Gazzeli çiftçiler, çileklerini tel örgülere kadar ne zaman ekebilecekler? Dahası, o tel örgüler hep orada duracaklar mı? Ölüm ve kan kokusu tarlaları ne zaman çilek kokusuna bırakacak? Balığa çıkan Gazzeli balıkçılar taciz ateşine maruz kalmadan Akdeniz balıklarını ne zaman evlerine götürebilecek, hatta belki bir sandığa yükleyip, İstanbul'a giden bir gemi ile bizlere gönderecekler? Bizler Gazze'ye gidebilecek miyiz? Gazzeliler bize gelecek mi? Bilmiyoruz. Her saat, her an ölüm haberleri alıyoruz.
Mısır Refah kapısını kapatınca, tüneller tahrip edildikçe, hapishanelerdeki Filistinliler bir umutsuz bekleyişe terk edildikçe, abluka devam ettikçe, göç ve savaş bu coğrafyanın kaderi olmaya devam ettikçe, Gazze'den ölüm haberleri gelecek. Onlar ölecek, biz seyredeceğiz.
Kadir Gecesi'nde, bayramda, iftar sofrasında, sabah namazında, kâinatın duaya durduğu en mahrem zaman dilimlerinde yok edilmeye, saldırılmaya ne kadar devam edilecek? Sonra, Hamas'ı hizaya getirme operasyonları en çok çocukları hizaya getirecek. Ölümle, yan yana omuz omuza uzanıp hizalanacak Gazze'nin çocukları.
El-Fetih ve Hamas arasındaki anlaşmazlığın altını çizen siyasi analizler yapılacak. Bu konu üstün bir istihbarat gücü ile ele alınacak, Gazze için insani yardım talep eden Hamas'ın ne talep ettiği değil 'ama' ları konuşulacak.
Diğer Müslüman ülkelerdeki oruç tutan çocuklar, geçtiğimiz Ramazan'da gündüz uyudukları için iftar ve sahur arasını oyunla geçirirken İsrail, Araplara, Gazzelilere, Müslümanlara, dünyaya ayar vermek için çocukları vuruyordu. İntikam hırsı ile vuruyordu. İslami Cihad ve Hamas'ın ateşkes taleplerini muhatap almadığını göstermek için mermileri çocukları muhatap alıyordu. Her Ramazan böyle mi devam edecek?
Evet, tam tahmin ettiğimiz gibi, İsrail bir ölüm makinesine dönerken, devam eden tek şey, "Ama Hamas'ın da ne kadar arkasında durabiliriz?" gibi siyasi analizler olacak. Hayır, Hamas'ın ateşkes talepleri; "Filistinli çiftçilerin topraklarını tel örgülü bölgeye kadar işlemek istemesi, havalimanı ve deniz limanı açılmasını istemesi, ateşkes için askeri güvence, El Aksa'da ibadet, ticaret yapmak, huzurla okula gitmek, insani yardım" oldukça bu soruyu soramayız. Gazze'nin hastanesi varken elektriği yok, elektrik tesisatları İsrail tarafından düzenli tahrip ediliyor. İlaçsızlıktan ve açlıktan bahsedilen talepler karşısında Batı uydurması politik aktör standartlarını konuşacak değiliz. Bu coğrafyada temsil kabiliyeti olan güçlere siyaset yapmak yerine şiddetin yolunu açan her tür mekanizmayı ortadan kaldırmadan "ama Hamas" ile başlayan cümleler kurmak… Komik ve acı…
Gazze meselesini sadece 'yardım' eksenli konuşmak da meselenin üzerini biraz hafif geçmek olur. Yardım yapmaya gönüllü o kadar çok uluslararası kuruluş var ki, daha yakın zamanda Cezayir Milli Takımı Dünya Kupası'nda kendisine ödenen parayı Gazze'ye bağışladığını açıkladı. Mesele yardım meselesi değil, siyasi çözüm meselesidir. Ülkelerin, uluslararası yardım kuruluşları gibi yardım götürerek meseleyi çözmek gibi bir yükümlülükleri yoktur. Gazze için ilaç ve yardım götürecek kuruluşlar var, sorun siyasi olarak çözülmesi beklenen bir sorun. Lakin meseleyi hâlâ bir karşılıklı çatışma olarak gören dünya liderleri bir yanda, İslam dünyasının sessizliği diğer yanda.