Erdoğan, 10 yıldan fazla sürdürdüğü iktidarıyla şimdiden Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ten sonraki en önemli siyasi lider olarak kabul ediliyor. Ekmeleddin İhsanoğlu ve Selahattin Demirtaş'ın adaylıklarının açıklanmasının ardından AK Parti de adayını açıkladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin tüm milletvekillerinin imzasıyla 12'nci Cumhurbaşkanı adayı olarak gösterildi. Muhalefet, Başbakan'ın adaylık sürecinde istifa etmesi talebinde bulundu, bu talebe AK Parti sözcüsü Hüseyin Çelik cevap verdi. Çelik, Erdoğan'ın mevcut görevinden istifa etmeyeceğini söyledi. "Boşuna kendinizi yormayın. Her genel seçim bir başbakanlık seçimidir, başbakan hiç istifa ediyor mu? Ben seçime gidiyorum, İsmet Paşa'yım, istifa ediyorum, var mı böyle bir şey?" diye sordu.

Başbakan'ın adaylık haberi yabancı basında da geniş yer buldu. Uluslararası ajanslar haberi flash haber olarak verdi. ABD'nin önde gelen gazetelerinden New York Times, Erdoğan'ın adaylığını, "Protesto gösterileri ve soruşturmalar sonrasında hayatta kalan Erdoğan, cumhurbaşkanlığına aday" başlığıyla duyurdu.
Gazetenin Erdoğan'ı Atatürk ile kıyaslaması ise dikkat çekiciydi. "Erdoğan, 10 yıldan fazla sürdürdüğü iktidarıyla şimdiden Türkiye'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ten sonraki en önemli siyasi lider olarak kabul ediliyor. Cumhurbaşkanı olması durumunda Atatürk'ün mirasının bile ilerisine geçebilir."

Wall Street Journal gazetesi de "Erdoğan cumhurbaşkanlığı için aday" başlıklı haberde şu ifadeleri kullandı; "Aylardır süren spekülasyonların ardından, Başbakan Erdoğan Salı günü Türkiye'nin en kötü gizlenen siyasi sırrını açıklığa kavuşturdu: Erdoğan, bir 10 yıl daha ülkeyi yönetmesi için tasarlanmış adımla, ülkenin ilk doğrudan cumhurbaşkanlığı seçimleri yarışına girecek."
Köşk seçimleri sonrası AK Parti için yeni bir dönem başlayacak. Bu dönem parti için hayatî öneme sahip. Kuruluşundan itibaren tek ve rakipsiz bir liderle yoluna devam eden partide bayrağı kimin alacağı sadece parti için değil Türkiye siyaseti için de oldukça önemli. İlk senaryo, parti başkanı ile başbakanın ayrı kişiler olacağı idi. Yapılan açıklamalar AK Parti'nin Erdoğan sonrasında genel başkan ayrı başbakan ayrı bir formülle devam etmeyeceğini netleştirdi. Bu durumda Erdoğan'ın yerine geçecek kişinin milletvekili olacağı ortaya çıkıyor ve bu durum Numan Kurtulmuş, Süleyman Soylu gibi isimleri oyun dışı bırakıyor.

'Üç dönem kuralı' pek çok tanınmış siyasetçiyi yedek kulübesinde bekletecek. Bu isimlerden biri pek çok kişinin başbakanlık için favori gösterdiği Bülent Arınç. Arınç, hareketin en eski ve ağabey ismi olduğu için teşkilatla sorun yaşamadan partiyi bir arada tutabilecek bir isimdi. Bülent Arınç'ın üç dönem kuralına takılması, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ismini ön plana çıkarıyor. Dış politika nedeniyle sık sık eleştiri oklarına hedef olan Davutoğlu'nun ise teşkilatı bir arada ne kadar tutabileceği merak konusu.

Diğer yandan yedi yılını Köşk'te geçiren AK Parti kurucularından ve Başbakan'ın yol arkadaşı Abdullah Gül'ün siyaset sahnesinde kendisine nasıl bir rol isteyeceği merak ediliyor. Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'nin "Çatı adayımız siz olun" tekliflerine hayır dediği iddia edilen Gül, cumhurbaşkanı adayı olmayacağını açıkladı, başbakanlık sorusuna ise "Sonra değerlendiririz" cevabını verdi. Partinin başına geçmesi sürpriz olmayabilir.
#Sayfa#
Köşk yolunda 3 rakip

Köşk yarışı üç aday arasında geçecek. HDP adayı Selahattin Demirtaş, çatı aday Ekmeleddin İhsanoğlu ve AK Parti adayı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan seçim kampanyalarına başladı.

Erdoğan, kampanyasına Samsun'dan başladı. 17 Aralık sonrası paralel yapı ile mücadele için "ulusal kurtuluş savaşımız" tanımını kullanan Erdoğan, Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı'nı başlatmak üzere Anadolu'ya ilk adımını attığı Samsun'u tesadüfen seçmediğini de belirtti.

Çatı aday İhsanoğlu, seçim kampanyasına memleketi Yozgat'tan başladı. Yurt gezileri sonrası İstanbul'a gelen İhsanoğlu'nun ilk durağının Gezi Parkı olması ise dikkat çekiciydi.
HDP adayı Selahattin Demirtaş ise kampanyasını İstanbul'da yapılan bir toplantı ile başlattı. Demirtaş'ın kampanyasının çok dilli olarak yürütülmesi planlanıyor.

Her fırsatta hizmet siyasetini ve yapılan çalışmaları vurgulayan Başbakan'a karşılık İhsanoğlu "Duble yol Köşk'ün işi değil. Cumhurbaşkanı devletin ahengini sağlamalı." dedi. İhsanoğlu, Köşk'ün her zamanki gibi pasif durumda kalmasını destekler nitelikte konuşmalar yapıyor. Demirtaş ise kucaklayıcı bir söylem ile sadece Kürtlerin değil tüm Türkiye'nin adayı olacağını söylüyor.

Saha çalışmalarına gelince... Recep Tayyip Erdoğan ve Selahattin Demirtaş uzun soluklu siyasi hayattan geldikleri için İhsanoğlu'na göre sahada daha rahatlar. AK Parti Türkiye'nin en büyük siyasi teşkilatı. HDP ise ideolojik ve sadık bir seçmen kitlesine hitap ediyor. Diğer yandan İhsanoğlu hem aday gösterildiği iki teşkilatın çok dışında hem de aktif siyasette yeni. Bu nedenle kendini anlatma ve seçmeni ikna etme konusunda ciddi dezavantajı var.

AK Partililerden de oy alacağını söyleyen hatta yüzde 55 oy oranı hedefleyen İhsanoğlu'nun bu söylemlerini doğrulayabilecek herhangi bir anket sonucuna rastlamadık. Hatta yapılan bazı anketlerde MHP ve CHP oylarının bir kısmının AK Parti'ye gideceği öngörülüyor. CHP'den gelecek oy oranı çok düşük olacak olsa da, Erdoğan'ın MHP oylarının bir kısmını büyük bir kolaylıkla alabileceği tahmin ediliyor.

Selahattin Demirtaş'ın yüzde 50 üstü oy alması matematiksel olarak imkânsız görünse de yerel seçim sonuçlarının üstünde oy almak, siyaseten HDP'nin elini güçlendirecektir.

Erdoğan ve İhsanoğlu arasındaki dikkat çeken bir diğer fark ise Filistin ve Ortadoğu ile ilgili tutumları. 'One minute' çıkışı ile tarihe geçen, her mitingi öncesi Filistin'e Kudüs'e selam gönderen, buraları memleket toprağı sayan Başbakan Erdoğan'a karşı İhsanoğlu'nun Filistin ve Ortadoğu yaklaşımı şöyle; "Bu çekişme içinde taraf tutmak milli çıkarlarımıza uygun değildir."

Gerçi İhsanoğlu'nun bu tutumu Mısır ve Suriye'de yaşananlar karşısındaki duruşunu bilenler için şaşırtıcı değil.

Logolar

Seçim kampanyalarına başlayan üç aday, kampanya logoları ve sloganları ile görücüye çıktı. Başbakan Erdoğan'ın logosu kırmızı beyaz ve mavi renklerden oluşuyor. Logonun Amerikan Başkanı Barack Obama'nın kampanya logosuna benzediği eleştirileri yapılsa da yetkililer bir benzerlik olmadığı görüşünde. Yapılan açıklamaya göre logoda güneşin doğuşu Yeni Türkiye'nin doğuşunu ve geldiği yeri, yol yolculuğu, Erdoğan'ın hayatını, yoldaki kıvrımlar mücadeleyi ve adanmışlığı, Erdoğan yazısı ise liderliği temsil ediyor.

HDP'nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş'ın da seçim çalışmalarında kullanacağı logo sosyal medya üzerinden yayınlandı. Logo'da güneş ve önünde barışı simgeleyen, ağzında dal bulunan bir güvercin, altında ise Demirtaş yazısı bulunuyor.

İhsanoğlu ise buğday tarlası şeklindeki Türkiye haritası ve üzerindeki Ekmeleddin yazılı logo ile kampanyasını başlattı. Slogan ise "Sevgiyi ekmek için, bolluğu ekmek için, ekmek için Ekmeleddin". Alelacele powerpoint sayfasında yapılmış izlenimi veren logo sosyal medyada olay yarattı. 1980-90 yılları arasında kullanılsa işe yarayacak olan bu sloganı bulan ekip için aramızda para toplayıp zaman makinası yaptırmayı düşünelim bence.

Yine toplantı salonunun çeşitli bölümlerine yerleştirilen panolarda İhsanoğlu için belirlenen diğer sloganlar da dikkat çekiciydi. Toplantı için hazırlanan ve seçim çalışmalarında kullanılacak broşürlerde de İhsanoglu'nun AK Parti, MHP, CHP demeden bütün Türkiye'nin gururu olduğu vurgulanıyor. Tanıtım için hazırlanan 4 farklı kartta HDP, MHP, CHP ve AK Parti seçmen profillerini gösteren aile fotoğraflarının üzerine "Biz hep partimize oy verdik. Şimdi Oyumuz Ekmel Hoca'ya" yazılı ifadeler yer alıyor.

Sosyal medya ise İhsanoğlu'nun sloganlarını çoktan benimsedi.

"İhsanoğlu, Cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda köşkün tele sekreteri şöyle mi olur dersiniz? Ekmek için 1, Pide için 2, Light ürünler için 3..."

"Ekmek için Ekmeleddin. Kaçak çay için Selahattin. Kürt böreği için Kemal. Püskevit için Bahçeli."