Meryem İlayda Atlas: Haziran editör yazısı

Haziran editör yazısı
Giriş Tarihi: 2.06.2014 15:08 Son Güncelleme: 28.11.2014 11:37
Meryem İlayda Atlas SAYI:02Haziran 2014
Lacivert’in ikinci sayısını Soma’dan çok evvel planladık. Lakin seçtiğimiz dosya konusu Soma özelinde de yaşadığımız pek çok duruma ayna tutar nitelikte: “Fanatizm”.

Mayıs ayında Soma'da yaşanan maden kazası sebebiyle ikinci sayımıza buruk bir açılış yapıyoruz. Lacivert Dergi olarak kazada hayatını kaybeden 301 maden işçisine Allah'tan rahmet diliyor, ailelerinin, sevenlerinin ve yakınlarının derin üzüntüsünü paylaşıyoruz.

Bir kazadan çok faciaya dönüşen bu olay, hepimizin yüreğinde derin bir acı bıraktı . Ve henüz yaralar sarılmadan, sorular sorulmaya başlandı. Akıldaki her sorunun sorulması elzemdir ve cevabı muhakkak aranmalıdır. Lakin, kanaatimiz, cenaze evleri bazen sorular sormak için uygun yerler olmayabilir. İnsan bir tepki vermeden evvel acısını yaşamak ve durumu kabullenmek isteyebilir. Bu sebeple travmatik olayların arkasından sükûnet ve itidal çağrısı yapmak, olayların üzerini örtmek demek değildir. Hatta yaşadığı durum itibarı ile duygusal eşikleri hassaslaşmış insanları korumak için gerekli bir çağrıdır. Bu sükûnet çağrısı, olaylar çözülene ve acil yardımlar yapılana kadar salt topluma değil, asıl ve öncelikle idare etme makamında olanlara da yapılmış bir çağrıdır.

Soma için "acıda dahi birleşemedik" ifadesi çok kullanıldı. Belki birleşmek zorunda da değildik. Acıyı anlama, yaşama ve dışa vurma şekillerimiz aynı olmayabilir. Lakin en azından madenden çıkan her işçiyi tweet atarak duyurmak üzere kapıda bekleme şekillerimiz aynı olmasaydı keşke…

Demokratik toplumlarda fren ve denge sistemi olarak örgütlenmenin önemi bu olayda bir kez daha ortaya çıktı . Bizce bu konu da, mezarlar kazılırken, maden işçilerinin ailelerine "Neden örgütlenmiyorsunuz?" diyerek gündeme getirilecek bir konu değil. Örgütlenme, uzun vadeli, toplumsal olarak her alanı kapsayacak bir hacimde ve politika yapıcıların önünü açacak şekilde olmalıdır. Bu konudaki "azlığımız" demokrasimizin en büyük eksiklerinden birisi.

Ayrıca hızlı büyüme ve kalkınma ile beraber iş güvenliğinde çıkarılan yasaların sahadaki uygulanmasının bu büyüme ve kalkınma hızına yetişemediği de bir gerçek. Bu konuda kamusal takibin yapılması, işverenin sorumluluklarının denetlenmesi ve işverenler için insan hayatı nın önüne geçen maliyet hesabına karşı denetleme, yükümlülük ve zorunluluk dışında bir "iş ahlakı"nın da gündeme gelmesi gerekmektedir.

BİZE ULAŞIN