Hakikatin peşindeki şair: Hz. Hansa
Peygamber Efendimizin huzurunda Müslüman olmuş ve onun bize örnek gösterdiği bir şair olarak karşımıza çıkıyor Hz. Hansa (r.a.) Meşâhîru'n-Nisâ'da onun için: "Hem cahiliye hem İslami devri idrak etmiş, şiir ve inşada kendisi gibi mahir başka bir kadın gelmemiş olduğundan bütün şiir ilmi erbabından ittifakı vardır" denmiş.
Söz söyleme sanatının, İslamiyet öncesinde en gözde işlerden biri olduğu biliniyor. Bu dönemde yapılan savaşların ve verilen mücadelelerin olmazsa olmaz kişileri şairler. Arapların dünyasında şairler yoksulluk içinde bile olsalar toplum içinde büyük öneme sahipler ve siyaseti şekillendirmede bir şekilde etkileri olan insanlardı.
O dönemde kavimlerin yaptıkları kahramanlıklar dilden dile ancak şiir yoluyla nesilden nesile aktarılabiliyordu. Zamanına tanıklık ediyordu aslında söylenen her dize.
Panayırlarda şiir yarışmaları düzenlenir, kabileler şairleriyle övünürlerdi. Benî Süleym kabilesine mensup, meşhur bir Arap şairinin torunu olan Hz. Hansa, Hicaz'da her yıl kurulan Ukaz Panayırı'nda şiiri beğenilen 10 şairden biri olmuştu.
Geyik gibi çekme burunlu olduğu için kendisine Hansa lakabı takılan Tümâdar bt. Amr'ı, ömrü boyunca çektiği çileler şair yapmıştı.
Hz. Hansa'nın eşi sorumsuz bir adamdı. Kendisine sahip çıkan bir tek abisi Muaviye vardı, onu da kendi kabilesi ve Esedoğulları kabilesi ile olan savaşta kaybetmişti. Abisi için çeşitli mersiyeler yazdı. Daha önce de birkaç defa şiir denemesi olan Hz. Hansa'nın asıl şiire yönelişi abisinin vefatı üzerine oldu.
Yaşadığı dönem olarak hem cahiliye hem İslamiyet devrini idrak etmiş olan Hz. Hansa, cahiliye devrinin tozu ayağına bulaşmamış şairi olarak bilinir. Cahiliye devrinin kibrinden uzaklaşamayan birçok şair İslam'ı reddederken Hz. Hansa, hakikatin peşinden gider. Söyledikleri dilden dile Peygamberimize kadar ulaşmıştır. Kendisi de Peygamberimizi işitir işitmez çocukları ile birlikte Medine'ye hicret eder ve onun huzurunda Müslüman olur. O gün itibariyle söz söyleme sanatını İslam'ı yüceltmek için kullanmaya başlar Hz. Hansa.
Cevad Amuli, Celal ve Cemal Aynasında Kadın kitabında, bize Hz. Hansa'yı şu cümlelerle anlatır: "Kumarbaz kocası, Hansa'nın da kendisinin de bütün mal varlığını bu uğurda tüketip eşini ve çocuklarını zor duruma sokunca üvey kardeşi Sahr ona sahip çıkmıştı. Önceden de şiirler söylüyordu söylemesine ama asıl şair olarak anılması, kardeşlerinin bir kabile savaşı sırasında ölümü üzerine yazdığı mersiye ile oldu. Öz kardeşi Muaviye hemen ölmüş, ablasına ondan daha cömert ve fedakâr davranan üvey kardeş Sahr, ağır yara almıştı. Yarayı bir yıl tedavi eden Hansa'nın kardeşinin iflah olmayıp ölmesiyle söylediği 'Raiyye' başlıklı kaside, bütün dil ve belagat ustalarını hayrete düşürdü. Peygamberimiz de kimi şiirlerinden hayrete düşmüş, hayranlığını dile getirmişti. Şiiri kusursuz görülen bir şairdi."
Akıllı, sabırlı ve metanetli bir kadın olan Hansa, dört çocuğunu Kadisiye Harbi'nde şehit vermiştir. Kadisiye Harbi'nden önce meydana giderek, çocuklarına tarihe geçen şu sözlerle hitap etmiştir: "Bu savaş, eski savaşlarımız gibi basit çıkarlar uğruna yapılan çapulculuk ve yağmacılık savaşı değil. Elleriyle yaptıkları putlara tapan, kız çocuklarını diri diri gömecek kadar vahşileşen putperestlere hak ve adaleti gösterme savaşı. Ta kumandanlarının yanına kadar ilerleyin, onunla çarpışın. Ya İslam'ın zafer bayrağını Kadisiye'de dalgalandıracaksınız ya da din uğruna şehit olduğunuzu duyacağım." Bir annenin çocuklarına karşı bu şekilde kahramanca hitap etmesi, orada bulunan bütün mücahitleri coşturmuştu. Böylece Kadisiye Harbi'nin zaferle sonuçlanmasında Hz. Hansa'nın da büyük bir etkisi oldu.
Dört oğlunun şehit haberini büyük bir olgunlukla karşılayan Hz. Hansa, bunun önemini bilerek yaşadığı sürece Allah'a şükretmiş, şehit anası olmanın verdiği teselli ona bütün acılarını şiir yazarak unutturmuştur.
Mersiye dalında hiçbir Arap şairi Hz. Hansa'yı geçememiştir. Peygamber Efendimizin vefatından sonra da birçok mersiye yazmış ve divanı günümüze kadar ulaşmıştır. Şiiri, imanı, şehit anneliği ve örnek bir kadın duruşu ile bilinen Hz. Hansa, 646 yılında vefat etmiştir.
Kardeşleri Sahr ve Muaviye için söylediği mersiye:
"Her ikisi de pençeleri kırmızı iki yiğit aslandır.
Zor, kıtlık zamanlarının yağmuru olmuşlardır.
Ailede parlak ve yüce iki ay'dırlar. Şeref yönünden ikisi şeref ve büyüklüğün iki dalıdırlar.
Sahr öyle birisidir ki o, yol gösterenlerin önderidir. O, başında ateş olan bir alem gibidir.
Sahr bizim hem sahibimiz hem efendimizdir. Biz onu nasıl övelim o bir denizdir."