Nazım Hikmet Ran
Türkiye'nin bir türlü bitmek bilmeyen ideolojik ve toplumsal kamplaşmaları içinde Nazım Hikmet kimileri için büyük bir vatansever ve dava adamı, kimileri içinse vatan haininden ibaret oldu. Çalkantılı geçen bir ideolojik dönemin ve hapis hayatının ardından 1951'de bir sabah gizlice deniz yoluyla ülkesini terk etti ve Romanya üzerinden, kendisine kucak açan Sovyetler Birliği'ne sığındı. Vatandaşlıktan çıkarılan ve hain ilan edilen Nazım Hikmet, burada büyük bir entelektüel muamelesi ve itibar gördü. Kendisine Sovyet pasaportu verildi. İnandığı ideolojiyi savunmak için birçok ülkeyi dolaşarak önemli konferans ve kongrelerde boy gösterdi. Kitapları uluslararası çapta yayınlanırken şöhret ve itibarı da arttı. Sovyet rejiminin önemli propaganda araçlarından biri haline getirildi. Ancak tüm bu itibar ve faaliyetlerine rağmen gurbet sızısı onu terk etmedi. Sovyet vatandaşı olmasına rağmen tüm varlığıyla öz ülkesine olan bağlılığını ilan ettiği konuşmalarıyla ayaklarda alkışlandı. Vatanına duyduğu özlem şiirlerinden eksik olmadı. Her gittiği yere İstanbul'a duyduğu hasreti de götürdü.