Bir ruhsal gelişim kitabı: Yanı Başımız Hayat
Her yeni kitapla birlikte yeni bir serüvene gireriz. Çünkü karşımızda sadece okunulmamış sayfalar yoktur, aynı zamanda birlikte vakit geçirebileceğimiz bir arkadaşımız da vardır. Kitapları sadece evindeki, işyerindeki çalışma masasında okuyanlar arasındaysanız en baştan kaybedenler arasındasınız demektir. Kitaplar da bazı yanlarıyla canlılara benzer, dışarı çıkartılmaları gerekir, parklara, bahçelere, vapurlara binmeleri gerekir. Flannery O'Connor'un çok güzel bir sözü vardır: "Neler bildiğimi keşfetmek için yazıyorum." İyi bir yazarla iyi bir okurun yolu tam da burada kesişir, neler bildiğini keşfetmek için okumak ve yazmak…
İyi bir yazarla karşılaşmak artık çılgınlaşmış yayıncılık sektöründe denizde inci bulmaya benzer oldu. Her ay sayısını bilmediğimiz kadar çok kitap basılıyor ve bu kitapların da büyük bir kısmı yeni yazarların yazdıkları eserler. Nasıl eleyeceğiz onları, onca kitap arasından hangisini seçeceğiz? Bu başlı başına bir mesele. Bir de işin başka bir tarafı var ki, konuşulmaya konuşulmaya apayrı bir sorun olarak kaldı. Özellikle zincir kitabevlerindeki raf ayrımları hangi ölçüte göre yapılıyor hiç düşündünüz mü? Misal, sürekli okunan kitaplara neden klasik diyoruz? Roman olarak ayrılmış bölümde asla roman sınıfına giremeyecek bazı kitapların işi ne? Bilim kurgu denen adlandırmaya mesela Ursula K. Leguin gibi bir devi nasıl sıkıştırabilirsiniz? Cevaplar olmasa da sorular epey fazla.
Mehmet Dinç'in Yanı Başımız Hayat (Profil Kitap, Mayıs 2017) kitabı da bir kitabevi yöneticisi olsam, hangi rafa koymalıyım konusunda tereddüt edeceğim kitaplar arasında olurdu. Çünkü karşımızda ilgiyle okunması gereken bir deneme yazarı değil, aynı zamanda uzman bir psikolog var. Biraz Dinç'ten bahsedeyim… 1980'de İstanbul'da doğan yazarımız, lisans eğitimini Marmara Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümünde tamamlamış. RMIT Üniversitesi'nde yüksek lisansını bitiren Dinç, doktora çalışmalarına halen Okan Üniversitesi'nde devam ediyor. Aynı zamanda Yeşilay Cemiyeti yönetim kurulu üyesi de olan Dinç, başta dergimiz Lacivert olmak üzere İtibar dergisi ve çeşitli dergilerde de makaleler yayımlıyor.
Dinç'in kitaplarını hangi rafa koysam sorusu tam da burada başlıyor. Evet, karşımızda bir psikolog var ama aynı zamandaTürkçe kullanımı konusunda da uzmanlaşmış ve leziz denemeler yazan bir yazar var. Sanırım şimdi tercihimi söyleyebilirim; Dinç'in kitabını kesinlikle Türkçe Deneme bölümüne koyardım. Çünkü Dinç psikoloji biliminin alanında kalıp sadece kişisel gelişim yazıları yazmıyor. Oldum olası "gelişim" kitaplarına karşı oldum. Bu ayrı bir bahis olarak burada kalsın. Ama Dinç'in yazdıklarına illa ki "gelişme" ile ilgili bir tanım sunacaksak kesinlikle "ruhsal gelişim" derdim. Ruha dönük, ruhun güzelliklerini nerede kaybettiğimize yönelik yazılar yazıyor Mehmet Dinç…
"Nasıl ki vücudumuzun temizliğine dikkat ediyor, elbiselerimiz ya da vücudumuz üzerindeki en ufak bir lekeye yahut kire tahammül edemiyor ve temizliyorsak, ruhumuzun temizliğine de aynı ehemmiyeti gösterip ruhumuzda oluşan kirleri de temizlemeliyiz. En az dişlerimiz kadar önemlidir
ruhumuz. Temiz ve sağlıklı tutmak için dişlerimize gösterdiğimiz hassasiyeti ruhumuz için de göstermeli, çocuklarımıza dişleri üzerine verdiğimiz eğitimi ruhları üzerine de vermeliyiz. Ama tabii, etkili olması için önce kendimizden başlamalıyız. Haydi, fırçalayalım ruhlarımızı..."
Evet, Dinç, ruhumuzla ilgileniyor ve bizi ruhumuzu düşünmeye çağırıyor. Yazımızın başında bazı kitapların da dışarıda, açık havada okunması gerektiğinden sözetmiştim. Yanı Başımız Hayat da o sınıfa giren kitaplar arasındadır bana kalsa. Okuruna bir tür ruhsal açıklık verdiği için
temiz havada okunmalı, temiz düşüncelere vesile olmalıdır. Sadece kitaptaki yazıların isimlerine bakmak bile bu fikrimi destekleyecek ölçüde; "Küresel ısınma, kalbi soğuma, Kırık kalbin bayramı olmaz, 15 yıldır kullandığımız bir şey var mı?, Nazar et ne olur, Dünyayı kurtaran adamı gördüm, Annemin cenazesine geldi, Biraz gülmesek, Kâbe'yi görmenin günahı, haklı olsak da gaddar olmasak…"
Mehmet Dinç'in denemeleri ruhumuz ve kalbimizle ilgili. Unuttuğumuz incelikleri fısıldayan, bazı yanlışlarımızı gözden geçirmemizi, bazı doğrularımızı da tashih etmemiz gerektiğini söyleyen bir tekâmül sürecine yöneltiyor bizi. Yazıları okudukça konuşanın sadece yazar olmadığını da anlıyorsunuz.Neler bildiğinizi Dinç'le birlikte keşfediyorsunuz:
"Gözünüzü açın, ne olursunuz. Gerçek dertler yalnız çekilmiyor ve başa gelmeden de bilinmiyor. Başınıza ağır, zor ve çekilmez bir dert gelmeden önce, küçük hesapları silip kafanızdan, büyük dertler çeken insanların derdiyle dertlenip deva olmaya çalışın ki hem hayatın gerçeklerini
görüp yalanlarla oyalanmayasınız hem de bugünden yarına her şeyin değişebileceği bu dünyada dertli günlerinizi yalnız geçirmeyesiniz."
Dertli hayatımıza derman olacak yazılar okuyarak, aynı zamanda bir ruh uzmanı tarafından terapi görmek istiyorsanız Yanı Başımız Hayat sizin için bire bir.