Ixcanul
Amerika kıtasının Batılılar tarafından keşfedilmesiyle, bu topraklarda yaşayan yerliler korkunç bir soykırıma uğramış, sağ kalanlar ise köleleştirilmişti. Aradan yüzyıllar geçmesine rağmen, sahibi oldukları topraklarda hâlâ köle olarak çalıştırılan genç bir Maya kadınının düşlerindeki dünyaya ulaşma çabasını anlatan Ixcanul; yılda en fazla altı film çekilen Guatemala'dan gelen; küreselleşmeyle bozulmamış Maya kültürü ve geleneklerine, gerçek bir karakterin yaşadıklarına dayanan etkileyici ve alışılmadık bir kadın öyküsü.
Nahid
İda Panahande'nin ilk uzun metrajlı filmi, İran'daki boşanmış kadınların, çocukların velayeti ve hülle nikâhı gibi sorunlarını ele alıyor. Şiirsel yapısı ve vurucu öyküleriyle sinemaseverlerin gönlünde farklı bir yere sahip olan İran sineması Filmekimi'nde bu yıl Nahid ile temsil ediliyor. İran'ın ve tüm Ortadoğu'nun en yakıcı sorunlarından birine vurgu yapan film, kaderlerini erkeklerin çizdiği İranlı kadınların yaşamından bir kesit sunuyor. Filme adını veren ve Bir Ayrılık'tan tanıdığımız Sareh Bayat'ın canlandırdığı Nahid, 10 yaşındaki oğluyla yaşayan, boşanmış bir kadındır. Yasalar gereği oğlunun velayeti babaya aittir; Nahid'in velayet alması için babanın şartı ise kadının bir daha evlenmemesidir. Onunla evlenmek isteyen başka bir adamla ilişkisi, Nahid'i oğluyla aşkı arasında sıkıştıracaktır.
Son of Saul
Son of Saul, Auschwitz'te Nazilere karşı bir duruş sergileyerek gizli bir mücadele yürütmeye karar veren Saul'un cesaret, ilham ve iyilik dolu hikâyesini anlatıyor. Nazilerle işbirliği yapmaya zorlanan bir Yahudi tutsak olan Saul, bir gün 'imha fırını'nda bulduğu bir çocuk cesedini yakmak yerine, bir şekilde gömmeyi kendine amaç ediniyor. Son of Saul, özgün senaryosuyla, Filmekimi'nin en akılda kalıcı ve sarsıcı filmlerinden biri olacak gibi. Gösterildiği günden beri övgü toplayan film, İkinci Dünya Savaşı dönemine özel ilgi duyan izleyiciler için ayrıca tavsiye edilebilir.
Dheepan
Jacques Audiard'ın Cannes'dan ödülle dönen son filmi Dheepan, Sri Lanka'daki iç savaştan kaçan Tamil mültecilerinin Fransa'ya sığınma hikâyesini konu alıyor. Yönetmenin diğer eserlerine kıyasla aksiyonu daha yüksek olduğu söylenen film, Fransa'ya sığınabilmek için aile rolü yapan üç kişinin başından geçenleri, bir yandan göçmen olarak kültür çatışmasını aşmaya çalışırken, bir yandan da gündelik şiddetle ve hayatla baş edebilmenin zorluklarını etkileyici bir dille anlatıyor.