Dünyadan haberler / Eylül
AVRUPA
Dünyayı sigortalayamayan sigortacılar kendilerini sigorta altına alma derdinde
İklim değişikliğini en fazla ciddiye alanlar sigortacılar gibi görünüyor. Axa Sigorta'nın başkanı Henri de Castries'in 2015'te söylediği şu sözler bile bugünün sigortacıları açısından fazla iyimser bulunuyor: "+2 derece ısınmış bir dünya hala sigortalanabilir ancak +4 derece ısınırsa bu kesinlikle mümkün olamayacak." Yakın zaman önce gerçekleşen sellerden sonra Alman sigortacılar da eğer küresel ısınmanın +2 dereceye ulaşmasını önlemek için bir şeyler yapılmazsa sigorta da yapılması mümkün olmayacak." diyorlar. İklime bağlı riskleri kendileri açısından şimdiden bertaraf etmek isteyen Batılı sigortacılar kendilerince önlemlere başvurmaya başladılar bile. Örneğin iklim açısından çok riskli bölgelerde ya şartlarını çok değiştiriyor ya da doğrudan bürolarını kapatıyorlar. Sigorta primleri yükseltilmeye başladı bile. Dünyayı bir poliçe ile sigortalamamız mümkün değil ama bunlar yine de olumsuz beklentilerin son derece somut göstergeleri.
ABD
Kapitalizmin beşiğindeki İklim Zirvesi'nde kapitalizm vurgusu
İklim değişikliği ve küresel ısınma krizinde en büyük suçlu olan kapitalizmi hedef alanların seslerini yükseltmelerine yeterince izin verilmediği bir gerçek… Geçtiğimiz aylarda ABD'de gerçekleştirilen İklim Zirvesi'nde bu gerçeği haykıran Meksikalı-Şilili genç bir aktivistin bir anda dünya çapında ses getirmesine de bu neden oldu zaten. Xiye Bastida adlı genç kız zirvedeki konuşmasına "Ben iklim değişikliğinden etkilenen pek çok gençten biriyim (…) İklim krizi, sömürgeciliğin, baskının ve kapitalizmin bir sonucudur." diye başlayınca hayli ses getirdi ve zirveyi gündeme oturttu. ABD, Rusya, Çin ve diğer 40 dünya liderinin katıldığı konferansta bu liderlerin yüzüne karşı mevcut hükümetleri "sömürgecilik, baskı ve kapitalizmin tahripkar sistemlerini sürdürmek ve savunmak" ithamında bulunan 19 yaşındaki genç aktivist aslında herkesin bildiği bir gerçeği sadece telaffuz etme cesaretini gösterdiği için bir anda küresel şöhrete kavuştu.
FRANSA
Virüs salgınları, terör finansmanı ve iklim
Avrupa parlamentosu nezdinde tabiata ve atmosfere zarar veren faaliyetlerin hukuken suç olarak kabul edilmesi için mücadele eden AB milletvekili Fransız çevreci ve hukukçu Marie Toussaint tabiat tahribatını iki farklı olayla daha ilişkilendiriyor. AB milletvekiline göre Koronavirüs gibi zoonotik nitelikli yani hayvandan insana geçen virüs ve salgınlar doğa tahribatıyla doğrudan ilişkili. Ona göre insan faaliyetleriyle biyolojik çeşitlilik tahrip ve yok edilmeye devam ettiği sürece son 15 yıldır çoğalan bu virüsler ve salgınlar yenilenerek sürüp gidecek. Toussaint'in dikkat çektiği bir başka tabiat tahribatı ise doğal kaynakların yasa dışı işletilmesi. Bunun doğaya ve ekolojik dengeye verdiği zararın yanında bir başka fonksiyonunu ise şöyle anlatıyor Toussaint: "Doğal kaynakların gayrimeşru kullanımı aynı zamanda dünya çapında terörü finanse etme yollarından biri. Hatta DAEŞ gibi terör örgütlerinin bir numaralı finans kaynağını teşkil ediyor."
KÜRESEL
200 milyon kişi iklim mültecisi olabilir
Son yıllarda dünya giderek krize dönüşen bir göçmen ve mülteci akını ile karşı karşıya. Terör, iç savaş, ekonomik şartlar, açlık-sefalet gibi sebeplerle milyonlar daha huzurlu ve müreffeh ülkelerin yolunu tutuyor. Artık insanları ilticaya zorlayan bir başka sebep de doğal dengenin bozulması. Kutuplarda buzullar eriyor, Asya ve Afrika'da nehirlerin suyu azalıyor, Kuzey Afrika gibi bölgelerde verimli topraklar çölleşmeye başlıyor, okyanus bölgelerinde ise ada ülkeleri yükselen sularla toprak kaybediyor. Bangladeş'te son yıllarda 10 milyon kişi değişen iklim şartları nedeniyle iklim mültecisi durumuna düştü. Böyle giderse Tuvalu ve Kiribati gibi ada ülkeleri 2050'ye kadar tamamen sular altında kalacak ve tüm nüfusları mülteci olacak. BM verilerine göre sadece geçen yıl iklime bağlı sebeplerle mülteci olanların sayısı dünya çapında 25 milyon kişi oldu. Bu rakamın önümüzdeki 30 yıl içinde 200 milyonu aşabileceği tahmin ediliyor.