Eğer dünya ahalisi, Afrika yahut Asya'daki birçok ülkedeki gibi yaşayıp onlar ölçüsünde bir tüketimi benimseseydi bu dünyanın yüzde 30'u bile herkese yeterli olacaktı. Mevcut kaynak kullanımına bakıldığında ise şu an 1,5 dünyaya ihtiyacımız var. Tabii bu bütün insanlar için ortak rakam. Ulusların tüketim boyutlarını hesaplayan National Footprint Accounts 2016, ülkeler ile kaynakların tüketimi arasındaki uçurumu ve adaletsiz paylaşımı net olarak ortaya koyuyor. Örneğin bir Etiyopyalı gibi yaşansa insanlara bu dünyanın sadece beşte biri yeterli geliyor. Birmanyalı gibi yaşanırsa dünyanın yüzde 80'i kâfi. Ancak herkes gelişmiş ülke vatandaşları gibi tüketecekse işte o zaman tehlike çanları çalmaya başlıyor. Arjantin'in tüketimi için 1,8, Çinlilerin tüketimi için şimdilik iki dünya gerekiyor. Bunlar henüz tablonun iyi tarafı. Bu tehlikeli tüketim cetvelinin zirvelerinde ise şu ülkeler yer alıyor. ABD'ninki ile 4,8, Avustralyalılarınki ile 5,4, Katarlılarınki ile ise ihtiyaçlarımızı tatmine ancak 6,2 dünya yetiyor. Bu tüketim çılgınlığının zirvesinde ise Lüksemburglular var. Onlar gibi tüketirsek bu dünyadan dokuz tane daha keşfetmemiz kaçınılmaz görünüyor.