Irak ve Suriye’yi dehşete düşürüp, tüm dünyayı teyakkuza geçiren IŞİD’e en fazla katılım İngiltere ve Fransa’dan oluyor.
IŞİD'e Avrupa'dan katılanların dörtte birini Fransız vatandaşları oluşturuyor. Bunlar arasında kadınlara hatta ailece 'cihad'a katılanlara rastlanabiliyor. Bunlar arasında eşler, çocuklar ve nineden oluşan 11 kişilik bir ailenin ve eşi ve çocuğuyla IŞİD'de katılan Mariam adlı İngiliz kadının televizyonlara yansıyan hikâyesi hayli ilgi çekmişti. Daha sonraki dönemlerde başka benzer vakalar da gündeme geldi. Fransa'da 4 çocuğuyla beraber IŞİD'e katıldığından şüphelenilen Eddy Leroux ve eşi Jihane Makzoumi çifti, 4 çocuğuyla Suriye'ye yola çıkan anne Souad Merah ve kocası, oğluyla beraber Suriye'ye giden Meriam Rhaiem vakaları da hayli ilgi çekti ve soruşturmalara konu oldu. İngiliz ve Fransız medyasında IŞİD'e katılan, geri dönen ya da pişman olanlarla ilgili hemen her gün bir hikâyeye rastlamak mümkün. Tüm bunlar çoğu sonradan İslam'ı seçen Batılı IŞİD katılımcılarının hepsinin yalnız olmadığını gösteriyor. Aileleriyle beraber IŞİD'e katılan ya da bunu deneyenlerin çıkması ilginç ancak bundan daha ilginci bu işe neden kalkıştıkları. Bu konuları araştırmak üzere görev yapan Fransız sosyolog Agnès De Féo'nun tespitleri bu açıdan fikir verici mahiyette: "Bu insanların çoğu ya sonradan dindarlaşmış ya da ihtida etmiş kimseler. Dolayısıyla radikalleşmeleri çok çabuk gerçekleşiyor. Kendilerine ideal bir toplum hayali sunuluyor. Böylelikle ruhsal olarak kurtuluşa ereceklerini ve çocuklarını Fransa'da olduğundan daha iyi yetiştirebileceklerini sanıyorlar. Aslında deli değiller, sadece mutluluğu arıyorlar ancak saflıkları nedeniyle suistimal ediliyorlar. Bunların bazıları için Suriye'ye gitmek demek hayatını başka bir yerde yeniden kurmak anlamına geliyor."