Cumhurbaşkanlığı sistemi ne getiriyor?
YAVUZ ATAR
01. Yürütmenin Yapısı
24 Haziran 2018 seçimleri ile yürürlükten kalkacak olan mevcut parlamenter sistemde yürütme; cumhurbaşkanı, başbakan ve bakanlar kurulundan oluşuyor. Cumhurbaşkanı, klasik parlamenter sistemin aksine halk tarafından seçiliyor. Yetkileri oldukça fazla olmasına rağmen sorumluluğu yok. Cumhurbaşkanı, milletvekili seçimlerinden sonra genellikle en yüksek oyu almış olan partinin genel başkanına hükümeti kurma görevi veriyor bu sistemde. Bakanlar da milletvekilleri arasından ya da milletvekili seçilme yeterliliğine sahip milletvekili olmayan kişiler arasından başbakanca belirleniyor ve cumhurbaşkanının verdiği onay ile de hükümet kurulmuş oluyor.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde ise, yürütme yetkisi sadece cumhurbaşkanına verildiği için bakanlar kurulu bulunmuyor. Cumhurbaşkanı tarafından atanacak olan cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, mevcut sistemdeki gibi bir kabine oluşturmayacak. Cumhurbaşkanından bağımsız bir varlıkları, programları, TBMM'ye karşı bireysel veya kolektif siyasi sorumlulukları bulunmayacak, sorumlulukları ise sadece cumhurbaşkanına karşı olacak.
02. Yürütme Yetkisi
Parlamenter sistemde, yürütme görevini cumhurbaşkanı ve bakanlar kurulu birlikte kullanıyor. Bu sistemde hükümet, cumhurbaşkanı onayladığı zaman kurulmuş oluyor ancak hükümetin meclisten de güvenoyu alması gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti'nde 95 yılda 65 hükümet kurulmuş. Kurulan bazı hükümetler parlamentodan güvenoyu bile alamazken, hükümetlerin ortalama görev süresi ise 1,5 yılın altında kalmış. Siyasi tarihimizin parlamenter sistemde meydana gelen siyasal anlaşmazlıklar nedeniyle hükümet krizleri, milletvekili transferleri, cumhurbaşkanı ve meclis başkanının seçilme sürecinde yaşanan tıkanıklık örnekleriyle dolu olduğunu belirtelim.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde ise, yürütme yetkisi ve görevi yalnızca cumhurbaşkanı tarafından kullanılıyor. Seçimlerden sonra cumhurbaşkanı, herhangi bir güvenoyuna ihtiyaç duymadan kendi yardımcılarını ve bakanlarını atayıp görevine başlayabilecek. Böylece halkın iradesi hükümeti belirlemede doğrudan başrolü oynamış olacak.
03. Kuvvetler Ayrılığının Gerçek Anlamda Yerleşmesi
Parlamenter sistemde, meclis seçildikten sonra yürütme organı da onun içinden çıkıyor. Mevcut yapı itibariyle hükümet ve yasama organı genel olarak iktidar partisinin kontrolünde oluyor. Buna bağlı olarak parlamenter sistemde, kuvvetler ayrılığının fiilen gerçekleşmesi oldukça zorlaşıyor. Teorik olarak yasama ve yürütme organları birbirinden ayrı gibi görünüyorsa da, pratikte yürütme de yasama da bütünüyle iktidar partisinin kontrolü altında kalıyor. Bu durum aynı zamanda meclisin yaptığı kanunların çok büyük bir çoğunluğunun, bakanlar kurulu tasarılarından oluşmasına yol açıyor.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde ise, parlamento ve cumhurbaşkanı doğrudan halk tarafından seçiliyor. Dolayısıyla da yürütme artık parlamentoda güvenoyu almak zorunda olmadığı için cumhurbaşkanının partisinin mecliste çoğunluğa sahip olması bir zaruret olmaktan çıkıyor. Parlamento, bu sistemde cumhurbaşkanı ile aynı doğrultuda hareket etmek zorunda değil. Cumhurbaşkanlığı sisteminde mevcut parlamenter sisteme göre parlamento ile yürütme arasındaki ayrılık daha katı bir hale geliyor. Meclis asli işlevi olan yasa yapma işlemine odaklanacak ve hem cumhurbaşkanını hem de kabineyi millet adına denetleyecek, yasa teklifleri ise milletvekilleri tarafından verilecek. Artık hiçbir kişi veya makam aynı anda hem yasama hem de yürütme organı içinde görev alamayacak. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin getirdiği bir yenilik de, genel görüşme ve meclis araştırmasına yürütme adına herhangi bir temsilcinin katılamayacak olması. Bu yeniliği kıymetli kılan nokta ise kuvvetler ayrılığını iyice güçlendirecek olması. 24 Haziran 2018 seçimleri cumhurbaşkanlığı sisteminin ilk uygulaması olacak. Yeni sistemin gerektirdiği reformların hayata geçirilebilmesi için ilk dönemde meclis çoğunluğu ile cumhurbaşkanının uyumlu çalışacağı bir kompozisyonun ortaya çıkmasının faydalı olacağını unutmamak gerekiyor.
04. Seçimlerin Birlikte Yapılması ve Seçimlerin Yenilenmesi
Parlamenter Sistemde, meclis seçimleri dört, cumhurbaşkanlığı seçimleri ise beş yılda bir yapılıyor. Meclis isterse erken seçim kararı alabiliyor. Cumhurbaşkanı da anayasadaki bazı şartların gerçekleşmesi halinde seçimlerin yenilenmesine karar verebiliyor.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde ise, TBMM ve cumhurbaşkanlığı seçimleri beş yılda bir ve aynı günde yapılıyor. 360 milletvekilinin kabul etmesi şartıyla seçimler yenilenebiliyor. Bunun yanında cumhurbaşkanı da seçimlerin yenilenmesini isteyebiliyor ancak cumhurbaşkanı, erken seçim kararı aldığında kendi görev süresini kısaltmış oluyor. Bu sistemde, cumhurbaşkanının görev süresi ise iki dönem. Seçimler meclis tarafından yenilendiğinde cumhurbaşkanının görev süresi bir dönem daha uzayabiliyor. Milletvekili seçilmesine dair ise bir dönem sınırı yok. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde bazı kesimlerin dile getirdiği gibi cumhurbaşkanının meclisi tek başına feshedebileceği yönündeki iddiaların asılsız olduğunu belirtelim. Yeni sistemde cumhurbaşkanlığı ve meclis seçimlerinin birlikte yapılacak olması geçmiş dönemlerde çokça tecrübe ettiğimiz sistem içi tıkanıklıkları bertaraf edecek olması hasebiyle çok önemli. Yaşanan sistem krizleri, seçimlerin aynı anda yapılması sonucunda halkın iradesiyle çözüme bağlanacak. İstikrarlı bir hükümet kurmak, yasama ve yürütme arasında uyumlu bir iş birliğinin oluşmasını desteklemek için cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimlerinin eşzamanlı yapılması kuralı benimsenmiştir.
05. Denge Denetim Mekanizmaları
Parlamenter sistemde, TBMM soru, meclis araştırması, genel görüşme, gensoru ve meclis soruşturması yollarıyla hükümeti denetleme yetkisini kullanıyor.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde ise, meclisten güvenoyu alarak göreve gelen bir hükümet bulunmadığı için gensoru anayasadan çıkarılmıştır. Buna karşılık meclisin denetim işlevini yürütmesini sağlayan meclis araştırması, meclis soruşturması ve yazılı soru anayasadaki yerini koruyor. Yürütme organının meclis ile bağı kesildiği ve ilgili kişinin gelip mecliste konuşma yapması uygun olmadığı için sözlü soruya da ihtiyaç duyulmadı yeni sistemde. Kuvvetler ayrılığının gereği olarak genel görüşme ve meclis araştırmasına da yürütme adına herhangi bir temsilci katılamayacak.
06. Bütçe İle İlgili Değişiklikler
Parlamenter sistemde, bütçe kanun tasarısını hükümet hazırlıyor ve parlamentodaki çoğunluğa dayanarak meclis onayına sunuyordu.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde ise, bütçe kanun teklifini hazırlamak cumhurbaşkanının yetkisinde ancak bütçenin yürürlüğe girmesi için TBMM'nin onayı gerekiyor. Meclis isterse cumhurbaşkanının sunduğu bütçe kanun teklifini kabul etmeyebilir ayrıca harcamalarını da denetleyebilir. Meclis, cumhurbaşkanının sunduğu yeni bütçeyi kabul etmezse veya geçici bütçe çıkarmazsa önceki senenin bütçesi, yeniden değerleme oranında arttırılarak uygulanmaya devam edilecek. Bu sistemde cumhurbaşkanı yürütme organının tek sorumlusu. Eğer o sene bütçe kabul edilmezse cumhurbaşkanının yapabileceği faaliyetler, rutin işlerle sınırlı olacak. Bütçe, yeniden değerleme oranında belirleneceğinden cumhurbaşkanı ilave mali kaynağa sahip olamayacak. Bu sıkıntıyı yaşamak istemeyen cumhurbaşkanı, meclise kabul edilebilir bir bütçe teklif etmeyi, başka bir ifadeyle meclis ile uzlaşmayı tercih edecektir.
08. Cumhurbaşkanının Cezai Sorumluluğu
Parlamenter sistemde, cumhurbaşkanına vatana ihanet dışında herhangi bir suçlama yapılamıyordu. Vatana ihanet ise kanunlarda bir karşılığı olmayan muğlak bir kavramdı. Az evvel de belirttiğimiz gibi imzaladığı kararlar ve emirlerden dolayı da yargılanamazdı. Çok zor bir ihtimal dâhilinde bile olsa cumhurbaşkanının vatana ihanetle suçlanabilmesi için ise meclisten 4'te 3 oy çıkması gerekiyordu.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde ise, bütün suçlar için yargılama yolu açılıyor. Cumhurbaşkanının yargılanmasına karar verecek merci ise meclis olacak. TBMM, üye tam sayısının üçte ikisinin gizli oyuyla cumhurbaşkanını Yüce Divan'a sevk edebilecek. Yüce Divan'da, seçilmeye engel bir suçtan mahkûm edilen cumhurbaşkanı seçim kararı alamayacak ve görevi sona erecek. Görüldüğü gibi hem cumhurbaşkanının her türlü suçtan yargılanmasının önü açılmış, hem de meclisin Yüce Divan'a sevk etmesi için aranan milletvekili sayısı düşürülmüştür.
09. Cumhurbaşkanına Vekâlet
Parlamenter sistemde, cumhurbaşkanına TBMM başkanı vekâlet etmektedir.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde ise, makamın boşalması veya cumhurbaşkanının hastalık, yurt dışına çıkma gibi sebeplerle geçici olarak görevinden ayrılması hallerinde, cumhurbaşkanı yardımcısı cumhurbaşkanına vekâlet edecek.
10. Cumhurbaşkanının Parti ile İlişiğinin Kesilmemesi
Parlamenter sistemde, cumhurbaşkanının -varsa- partisi ile ilişiği kesilmekteydi. Doğrudan halk tarafından seçilen cumhurbaşkanının ise "partisi ile ilişiğinin kesilmesi" hukuken olsa bile fiilen mümkün değildi. Zira ikinci kez aday olmayı düşünen cumhurbaşkanının bunu yapması hem siyasal gerçekliklerle hem de demokratik ilkelerle bağdaşmamaktaydı.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde ise, doğrudan halk tarafından seçilen, yürütme görev ve yetkilerini tek başına yüklenen cumhurbaşkanının siyasal ve cezai sorumluluğu bulunacak. Bu şekilde sorumluluk sahibi bir cumhurbaşkanının parti desteği olmadan halktan gelen ihtiyaçlara cevap vermesi, politika yapması, icraat programı hazırlaması ve hizmet etmesi imkânsız. Anayasal yükümlülük olarak tarafsızlığı, cumhurbaşkanının kişiliğine ve kimliğine dair bir zorlama veya dayatma şeklinde değil, cumhurbaşkanının işlemlerine dair hukuki bir saptama olarak değerlendirmek gerekiyor.
11. Cumhurbaşkanının Kararname Çıkarma Yetkisi
Parlamenter sistemde, bakanlar kurulunun meclisten alınan yetkiyle kanun hükmünde kararname (KHK) çıkarma yetkisi bulunmaktaydı. Sadece olağanüstü hal dönemlerinde çıkarılan kanun hükmünde kararnameleri çıkarma yetkisi ise cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan bakanlar kuruluna aitti.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde ise, sistemin doğal sonucu olarak cumhurbaşkanına kararname çıkarma yetkisi verildi. Yürütme alanında düzenleme, atama, kurumsal revizyon yapma gibi yetkilerin cumhurbaşkanına tanınması, sistemin işlemesi açısından önemli. Cumhurbaşkanı doğrudan halka karşı sorumlu olduğu için düzenlemeleri de kendisinin yapması gerekiyor. Yeni sistemde cumhurbaşkanına verilen kararname çıkarma yetkisinin belli sınırlar çerçevesinde tutulduğunu belirtelim. Örneğin cumhurbaşkanı, kanunda açıkça düzenlenen konularda kararname çıkaramayacak. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kanunlarda farklı hükümler bulunması halinde kanun hükümleri uygulanacak. Meclis, cumhurbaşkanının çıkardığı bir kararnameye karşılık, çıkaracağı bir kanun ile de o kararnameyi geçersiz kılabilecek.