"Bütün mutlu aileler birbirine benzer, mutsuz olan her aile de mutsuzluğunu kendine göre yaşar," sözleriyle başlar Tolstoy'un meşhur eseri Anna Karenina. Sahiden de öyledir. Mutlu bir ailenin formülünü sorsanız her mutlu ailenin vereceği cevaplar hemen hemen aynıdır. Bu yüzdendir ki aileyi konu alan romanlarda sadece "mutlu" aileler yer almaz ve romanları çarpıcı, özgün kılan mutsuz aileleri daha sık görürüz. Yine de fedakârlıktan vazgeçmeyen bir baba görebiliriz bütün mutsuzluklar içerisinde. Reşat Nuri Güntekin'in meşhur eseri Yaprak Dökümü'nde olduğu gibi… Bazen de Bir Aile Romanının Sonu'nda aile olarak kalmanın zorluğunu görürüz. Toplumun çekirdeği, nüvesi, özü ya da temel yapı taşı olarak ailenin edebiyattaki yeri de tartışılmaz. Lacivert seçkisiylseçkisiyle size kitapçınız D&R'ın internet sitesi dr.com.tr ve idefix.com'dan rahatlıkla ulaşabileceğiniz bir aile romanları kitaplığı hazırladık.
Yaprak Dökümü
REŞAT NURİ GÜNTEKİN
Toplumsal yönü ağır basan romanda Güntekin, bir memur ailesinin gelir darlığını ve ahlâk düşkünlüğü içerisinde parçalanıp çöküşünü ustalıkla ele alıyor. Eski gelenek ve ahlâk anlayışına bağlı kalan bir küçük bürokratın, değişen sosyo-ekonomik şartların belirlediği yeni hayatını yadırgayış hikâyesini başarıyla sergiliyor.
Yolların Başlangıcı
AMIN MAALOUF
Yolların Başlangıcı, Amin Maalouf'un yurduna, ailesine adadığı bir aşk şarkısı olarak bilinir. İki kardeşin yazışmalarından ortaya çıkarılan olay örgüsü göçebe ruhu, ülküleri, koşulları, koşullar karşısındaki farklı insan tutumlarını küçücük notlardan ya da uzun araştırmalardan aydınlığa kavuşturup Beyrut'tan Küba'ya uzak anakaraları birleştiriyor Amin Maalouf.
Buddenbrooklar-Bir Ailenin Çöküşü
THOMAS MANN
Mann'ın 1900 yılında, 25 yaşında kaleme aldığı roman, Kuzey Almanya'da yaşayan zengin bir burjuva ailesinin ve aile ticarethanesinin birkaç kuşak boyunca geçirdiği değişimi ele alır. Buddenbrooklar, modern yaşama ayak uyduramayan saygın bir ailenin çöküşünün öyküsüdür: Doğumlar, evlenmeler, boşanmalar, ölümler, başarılar, başarısızlıklar...
Yüzyıllık Yalnızlık
GABRIEL GARCIA MARQUEZ
Gabriel Garcia Marquez'in hakkında "Çocukluğumda beni etkilemiş olan her şeyi edebiyat aracılığıyla aktarabileceğim bir yol bulmak istiyordum" dediği Yüzyıllık Yalnızlık'ta yazarın tarifiyle gerçeğe dayanmayan tek cümle bulamazsınız. İki yıldan kısa bir sürede yazılan kitap üzerine Marquez, neredeyse 15 yıl düşündüğünü ifade ediyor ve kitabı yazma amacını şöyle ifade ediyor: "Çok kasvetli kocaman bir evde, toprak yiyen bir kız kardeş, geleceği sezen bir büyükanne ve mutlulukla çılgınlık arasında ayrım gözetmeyen, adları birörnek bir yığın hısım akraba arasında geçen çocukluk günlerimi sanatsal bir dille ardımda bırakmaktı."
Bir Aile Romanının Sonu
PETER NADAS
Peter Nadas bir ailenin hatta bir toplumun duygusal gerilimleri ile güvensizliklerini okura aktarmaktan çekinmeyen, cesur bir hikâye olarak ele alıyor Bir Aile Romanının Sonu'nu. Sıra dışı bir aile destanı, masallar ve efsanelerle örülü olağanüstü bir kurgu olarak karşımıza çıkıyor romanda. Kitap, 1950'lerin Macaristan'ında annesi ölmüş, babası vatana ihanetle suçlanan, büyükannesi ile büyükbabası tarafından yetiştirilen bir çocuğun hikâyeler ve belirsizliklerle geçen hayatını konu alıyor.
Karamazov Kardeşler
FYODOR M. DOSTOYEVSKI
Klasik Rus edebiyatının dev yazarı Dostoyevski'nin bu romanı, Rusya'nın ruhunu simgeleyen temsilcileriyle Karamazov ailesine odaklanmış ama girmedik alan, değinmedik konu bırakmamış: Din, ahlak, baba katli, şiddet, Doğu-Batı sorunu, sınıf mücadelesi, feodalizm, sosyalizm... Dostoyevski'nin, "Hiçbir romanımı bu kadar önemsemedim," dediği Karamazov Kardeşler, daha yayımlandığı tarihten itibaren kült bir eser hâline gelmiş ve tüm dünyada büyük tartışmalara yol açmıştı.
Devlet Ana
KEMAL TAHİR
Kemal Tahir'in en önemli romanı olarak gösterilen Devlet Ana, Osmanlı kurulmadan önceki Anadolu'nun görünümünü ve Anadolu insanının özlemini anlatırken onların güçlü, güvenli, adaletli bir devlete duyduğu ihtiyacı da göstermekte. Türkçenin en güzel hâliyle kullanıldığı kitapta Tahir okuru Osmanlı'nın yükselmesine sebep olan tarihî şahsiyetlerle bir serüvene davet ediyor.
Ruhlar Evi
ISABEL ALLENDE
Latin Amerika'nın en başarılı romancılarından Allende, bir ailenin üç kuşağını, yetmiş yıllık bir süreç içerisinde ve romanda yaşayan kişilerle geçmişin ruhlarını iç içe ele alıyor.
Bütün Mutlu Aileler
CARLOS FUENTES
Tolstoy'un Anna Karenina'sının girişindeki "Bütün mutlu aileler birbirine benzer, mutsuz olan her aile de mutsuzluğunu kendine göre yaşar," cümlesinden yola çıkıyor Fuentes. Bütün Mutlu Aileler, çağdaş Meksika'nın tezatlarla dolu dokusunun aslında ne kadar evrensel olabileceğini gösteriyor okura. Kitabı oluşturan on altı öyküde Fuentes, Meksika toplumunun aile yapısını tanımlayıp sorgularken Meksikalıların kimliğini oluşturan travmaların kökenini de arıyor.
Sultan Hamid Düşerken
NAHİD SIRRI ÖRİK
Sultan Hamid ile İttihat ve Terakki arasındaki iktidar savaşını, merkezinde tutkulu bir kadın kahramanın yer aldığı sürükleyici bir macera eşliğinde kendine özgü "zehirli" bir dille anlatan Sultan Hamid Düşerken adlı roman, "31 Mart Vakası" olarak bilinen meşhur tarihî vaka etrafında şekilleniyor.
Cevdet Bey ve Oğulları
ORHAN PAMUK
Abdülhamit döneminin son yıllarında, İstanbul'un ilk Müslüman tüccarlarından küçük dükkân sahibi Cevdet Bey'in en büyük tutkusu işlerini büyütmek, zenginleştirmek ve öte yandan da "Batılı anlamda" çağdaş, modern bir aile kurmaktır. Kökü taşraya uzanan geleneksel ailesini bir yana bırakarak bu isteklerini gerçekleştirmeye girişen Cevdet Bey'in ve oğullarının hikâyesi, bir anlamda modernleşme uğraşı içindeki Türkiye Cumhuriyeti'nin özel hayatının da hikâyesidir.
Ve Dağlar Yankılandı
KHALED HOSSEINI
Bizi biz yapan değerler üzerine düşündüren, ustalıkla yazıldığını her bölümde yeniden kanıtlayan, büyüleyici bir roman Ve Dağlar Yankılandı. Hayat farklı aileleri sevgi ve fedakârlık, ihanet ve sadakat gibi ortak duygularla sınarken, karakterlerin başına gelenler ve yaptıkları seçimler, kitabın her biri ayrı bir renk ve lezzet taşıyan katmanlarını oluşturuyor.
