Ankara’da bir “acayip” modern: Cinnah 19
"Kendimi Ankara'ya ispatlamakla geçti ömrüm"
Mimar Nejat Ersin
İnsanların toplu olarak yaşamaya başladıkları ilk sokaksız şehirlerden, göğü delmeye başladıkları modern zamanlara değin bütün dünyada, hem barınma pratikleri hem de konut algısı açısından önemli değişim/dönüşümler gerçekleşmiştir. Sosyal bir varlık olarak insanın mimaride bulduğu anlam, toplamda 10 bin yıllık bir tarihi serüvenle birlikte doğal olarak "bir arada yaşama" mecburiyetinin zorluğunu da içermektedir. Bu bağlamda katlı yapıları ve özelleştirerek söylersek bir simge olarak apartmanı modernleşmenin alametleri/işaretleri arasında sayabiliriz. Konuyu çok dağıtmadan meseleyi Türkiye ölçeğine indirgediğimizde, karşımıza Cumhuriyet'in ilk yıllarının ideolojik etki alanını yansıtan ve devlet aygıtının çalışma prensipleriyle son derece uyumlu bir akımın yani Ulusal Mimari Akımı'nın çıktığını görürüz, bu bir yanıyla normal ve anlaşılırdır. Sivil mimari diye adlandırılan (daha hareketli/modern/canlı ve yeniliğe açık) bir mimari yolun etkin konuma gelmesi, II. Dünya Savaşı sonrasına, yani Demokrat Parti (DP) iktidarıyla birlikte kabuk değiştiren 1950'ler Türkiye'sinin tam ortasına denk düşecektir. Batı'da neşvünema bulan ve hızla gelişen mimari anlayışlar/akımlar, bu yıllarda mimarlık dergileri başta olmak üzere, birçok yolla girdikleri Türkiye'de yaygın bir bilinirlik ve sağlam bir zemin kazanmışlardır. Yine bu dönemde nispeten ideolojiden arındırılmış uluslararası mimarlık/uluslararası üslup fikrinin tartışıldığını ve bu fikrin büyük oranda kabul gördüğünü söyleyebiliriz. Ünlü Fransız mimar Le Corbusier ile Alman mimar Mies Van Der Roche, bu anlamda dönemin ana aktörleri arasında sayılırlar.
Mimar ve mühendisler apartmanı
Konsolosluklar Caddesi olarak bilinen, adını Pakistan'ın kurucu Devlet Başkanı Muhammed Ali Cinnah'tan alan ve Kızılay ile Çankaya'yı birbirine bağlayan Ankara'nın meşhur caddesi Cinnah, yokuşuyla da meşhurdur. Bu caddenin görsel açıdan ayrıksı güzelliğiyle dikkatleri üzerine çeken 19 numaraya kayıtlı apartmanı, gizli âşıkları için, yıllardır uzaktan seyrettikleri bitimsiz bir vahadır zaten. Yanından geçenlerin kayıtsız kalamadığı, görenlerin birbirine anlattığı ve bakanların bir daha baktığı bu bina, "acayip" mimarisiyle, dönüşüm zamanını temsil eden 50'ler-60'lar Türkiye'sindeki etkin mimari akımların doğurduğu bir sonuç olarak da okunabilir. DP'nin sahneye çıkması ve çok partili hayata geçişle beraber başlayan ekonomik-kültürel ve siyasal-kültürel hareketlenmenin bir ürünü olarak sivil mimarinin de bu dönemde alan kazandığı söylenebilir. Cinnah 19'un DP ile ilişkisiyle ilgili anlatılan hikâye bilenlerin malumu; Cumhurbaşkanı Bayar ile Başbakan Menderes arabalarıyla gezdikleri bir sırada inşaat halindeki bu yapıyı tesadüfen görmeleri üzerine arabalarından inmişler ve Menderes, yapıda Türk mimarların imzası olduğunu öğrenince bölgenin Çankaya Camisi'ni de kapsayacak biçimde kamulaştırılarak Cinnah 19'un geniş ve ferah bir yeşil alan içerisinde tabiri caizse yıldız gibi parlaması emrini vermiş ama araya giren lanetli 27 Mayıs darbesiyle bu emir bir türlü uygulanamamıştır.
Ütopik modern
Asıl adı, Meydanlar Müdürlüğü İşçileri Yapı Kooperatifi Apartmanı olan Cinnah 19, havaalanında çalışan mühendis ve mimarlara mesken oluşturmak amacıyla 1954 yılında mimar Nejat Ersin tarafından tasarlanmış ve yapımı 1957'de tamamlanmıştır. Cinnah 19, 15'i dubleks olmak üzere toplamda 17 daireden oluşan bir acayip apartman. Dönemi için de modern-ütopikti, şimdi de öyle. Bir acayip modern yani. Caddeye dik bir konumda ve kuzeye yönelmiş manzaralı bir açıda duruyor. Yapının dış mimari karakteristiğini oluşturan ve komple güney cephesini kaplayan, gölgelik işlevine de sahip tuğlaları dikkat çekici. Her katta beş dubleks mevcut. Yapının mimarisinde, genel kanı, ağırlıklı olarak dönemin modern mimarları Le Corbusier, Oscar Niemeyer, Lucio Costa ve Edward Durrell Stone'un etkisi olduğu yönündedir. Özellikle Le Corbusier'in Unite'd Habitation (Marsilya) modeline yakın bir mimari yorumlama görülür Cinnah 19'da. Yani toplu halde yaşama ve barınma kültürünün altı çizilerek, sosyalleşmek yahut ortak alanlarda birlikte bulunmak gibi daha kolektif bir apartman hayatını teklif eder bize. Bu bağlamda terasında yüzme havuzu, güneşlenme alanı ve şömineli oturma alanı gibi mekânlar bulunan Cinnah 19'un tasarlanma sürecinde Le Corbusier'in temel ilkelerinin dikkate alındığını söyleyebiliriz. Projenin mimarı olan Nejat Ersin 2010 yılında 86 yaşındayken vefat etmiştir. Cinnah 19 hakkında kıymetli çalışmalar yapan ve Nejat Ersin'le de görüşme imkânı bulmuş Ali Cengizkan; "Cinnah 19; Ütopik mi, gerçek modern mi?" isimli makalesinde şunları söyler; "İyi mimarlık ürünü, yapılmasının bedeli olan riskleri üzerine aldıkça, ütopikten gerçek ürüne doğru giden yolda ilerler, ilerledikçe de statükoyu değiştirme karşılığında tartışma konusu olur ve olmayı sürdürür. Adeta statükoyu değiştirdikçe ütopiklikten uzaklaşır, gerçek (reel) ürüne yaklaşır. Kamulaştırma kararı iyi ki kaldırılmış ve yapı iyi ki anıtsal bir konuma kavuşma 'şanssızlığına' uğramamıştır. 'Ütopyanın anıtı', onun ölümü anlamına gelecektir. Gerçek ürüne yaklaştıkça ise, devrimden uzaklaşsa bile, kendisi de mimarlık alanında bir savaşımı temsil eder hale gelmiştir. Cinnah 19'un önemi, ütopik olan ile gerçek (reel) olan arasındaki salınımı mimarlığa dönüştürmesindeki büyük başarıda yatmaktadır."
Cinnah 19, bugün hâlâ Ankara'nın en özgün ve en güzel binalarından biri olarak yokuşun başında yola dik bakarak bekliyor. Sakinleri böyle bir apartmanda oturuyor olmaktan gayet memnunlar. Ofis ve ev olarak kullanılıyor daireler ama bu apartmanda kiralık bir daire bulmak hâlâ büyük bir hayal. Binada bir süredir Mimarlar Derneği 1927'nin de ikamet etmeye başlaması Cinnah 19'un varlığı ve mevcudiyeti için hayati bir dönüm noktası olmuş. Güney cephesini oluşturan tuğlalardan bazılarının çürümesiyle oluşan hasar, derneğin de gayretleriyle giderilmiş durumda. Bu apartmandan ilham alan Can Koçak'ın Cinnah 19 isimli kısa filmi izlemeye değer. Eğer Ankara'ya yolunuz düşerse, Cinnah 19'u uzaktan da olsa selamlamayı unutmayın.