15 Temmuz'da neler öğrendik?
F-16'ya levye fırlatmak:
Ses hızını aşarak uçabilen savaş uçaklarından olan F-16'ya, bulunduğu binanın terasına çıkıp levye fırlatarak kokpitin üstündeki camın kırılacağını düşünen güzel insan… Bizim insanımız...
F-16'nın üzerine atlamayı düşünmek:
Beş aşamalı bir süreçten bahsediyoruz.
1.Uçakların geçtiği güzergâh üzerinde uygun bir konum belirleyerek konuşlanmak.
2.Ses hızını aşabilen bir uçağın üzerine o binadan atlamak.
3.Yerden binlerce fit yukarıdaki basınca dayanabilen uçakların camlarını kırmak.
4.Onlarca yıl eğitim almış pilotu o uçaktan indirmek.
5.Daha önce yakından bile görmediği uçağı kullanmak.
Bu mizahi bir durum değil. Bu bir ufuk. Zorda kalınca neleri düşünebileceğimizi gösteriyor. Ne diyordu o geceki pankartların birinde; "Tankı yürütürüz sıkıntı değil de, uçağı biraz kurcalayıp çözmek lazım."
Senin o yakıtın nasıl olsa bitecek
Olayların en kızgın olduğu anlar. Tedirginlikle beraber hiç olmadığı kadar cesaretlenen halk, türlü yöntemlerle darbeyi durdurmaya kararlı. Öyle yahut böyle bu iş olacak. Yukarıda F-16'lar uçuyor. Bir yandan darbecilerin attığı kurşunlardan kendini korumaya çalışan vatandaşlardan biri, bir yandan da alçak uçuş yapan uçağa bağırıyor: Senin o yakıtın nasılsa bitecek! Bu tehdit sadece o uçağa değil. Dünyaya!
Savaş esnasında bile sigarayı terk etmemek:
Karşıdan kurşunlar geliyor. Tank topu bile atılıyor insanların üzerine. Yukarıda F-16'lar alçak uçuşta. Sıkıntı büyük. Sıkıntıdan kaçmak için başvurduğumuz şeylerden biri de sigara. Abimiz yere siper almış, muhtemelen üstünden kurşunlar geçiyor ama o bir elinde telefon birilerine olayları anlatırken bir elinde de sigarayla sıkıntısını hafifletmeye çalışıyor.
Başka bir kare de ise, bir vatandaş darbecilerle mücadele ederken bacağından yaralanmış. Bacağın kanını durdurmak için kemeri bacağına sarmaya çalışan abimiz ise şaşırtıcı olmayan bir şekilde ağzında sigarayla bu işlemi yapmaya devam ediyor.
Genelkurmay Başkanı'nın esir olduğunu öğrenince Genelkurmay binasını basmak
Tam bu haberin duyulduğu sırada Abdullah İrgin, Kızılay'da bir yerde oturmaktadır. Kalkar ve Genelkurmay binasına gider, demir parmaklıklı kapıyı yıkar ve bir camı kırarak Genelkurmay binasında oda oda Hulusi Akar'ı arar. O sırada da Facebook'tan canlı yayın yapmaktadır. Vurulsa da katlara bir bir çıkar ve Akar'ın binada olmadığını anlayınca girdiği camdan dışarı çıkar. Kırdığı camın parasını ödemek için de GK'ya dilekçe gönderecek kadar da delikanlıdır. Şaka değil, gerçek...
Trt spikerine darbe bildirisi okutmak
Darbeden haberi olmayan birçok insan televizyonu açtığında darbelerle ilgili bir belgeselin yayınlandığını sanmış. Oysa bildiri bir hayal ülkesinin vatandaşlarına okunmaktadır sanki. Koskoca (!) cuntacı subayları kimse iplemez ve sokağa çıkma yasağına rağmen herkes kendini sokaklara atar. Bir hacı dedemiz de şöyle demiştir: "Eskiden insanları sokağa çıkartamıyorduk, şimdi eve sokamıyoruz."
Ya devlet başa,ya kuzgun leşe
Darbeciler kontrol altına alınmış. Ankara Etimesgut Zırhlı Birlikler Komutanlığı'ndan 200 tankı çıkararak darbeyi başarıyla sonuçlandırmaya çalışan FETÖ'cü terörist Tuğgeneral Ahmet Bircan Kırker ve yanındaki darbecileri tek başına durduran Binbaşı Barış Dedebağı "Ya devlet başa, ya kuzgun leşe!" kararlılığıyla darbeci General Ahmet Bircan'ı kameralar önünde tokatlayarak hepimizin yüreğine biraz olsun su serpti.
Tank ısırmak
Üsküdar Selamsız civarında tanklar meydana doğru ilerliyor. Halk tedirgin ama tankları durdurmaya da kararlı. Bunun için her yol denenecek, kesin. Roman vatandaşlarımız tankı dar bir sokakta sıkıştırıp durdurmayı başarıyorlar. Bu esnada içlerinden biri hırsını alamamış olacak ki tankı ısırarak etkisiz hale getirmeye çalışıyor. Fanila ile, patates çuvalı ile, gerekirse de ısırarak durdurulacak o tank!
Fanila ile tank durdurmak
Halkımız tanklara karşı direnirken karanlığın içinden Hz. Hızır niyetine bir adam çıkar ve şöyle der: "Fanilalarınızı tankların egzozuna tıkayın durur."
Patates çuvalı ile tank durdurmak
Yer Kırklareli. FETÖ'nün askerleri darbeye destek vermek amacıyla İstanbul'a doğru yola çıkar. Ama hesaplayamadıkları bir şey vardır: Patates çuvalları! Roman vatandaşlarımız yanlarında Lüleburgaz Cumhuriyet Başsavcısı ve Kaymakam Vekili ile birlikte İstanbul'a doğru yola çıkan darbecileri otoban gişelerinde durdurur. Askeri araçların önüne patates çuvalı ve motosikletlerini koyarak darbecilerin ilerlemesine müsaade etmezler.
Belediye araçlarıyla darbeyi engellemek
O gece işgalci askerleri durdurmak için onlarca farklı yol buldu insanlar. Hepsinin ayrı bir yöntemi vardı. Bunlardan biri de belediye kamyonlarıyla tankların yolunu keserek tankların gidişini engellemekti. Ağırlıklı olarak Ankara'da kullanılan bu yöntem; "Darbe nasıl önlenir" sorusuna verilen cevaplardan biri olarak kayıtlara geçti.