Hannan el-Hrub'un çocukluğu dokuz kardeşiyle birlikte büyüdükleri bir Filistinli mülteci kampında geçti. Dolayısıyla çatışma ortamında çocuk olmanın ne demek olduğunu bizzat yaşayarak öğrendi. Kimyager olan ve bir İsrail hapishanesinde 10 yıl hapis yatan kocası gibi kendisi de çatışma ve şiddet ortamında büyümüş hatta kendi öz çocukları da şiddetin neden olduğu travmaları yaşamıştı. Hannan büyüyüp öğretmen olduğu zaman işini sadece sıradan eğitimcilikle sınırlamadı ve şiddet sebebiyle travmaya uğrayan çocuklara destek olacak bir boyuta taşıdı ve bu konuda uzmanlaştı. Filistinli mülteci çocukları eğitmeye başladığında "Şiddete Hayır" sloganını şiar edindi ve bir süre sonra kendi geliştirdiği özel bir yaklaşımı benimseyerek öğretmenliğini farklı bir boyuta taşıdı. Bu, şiddet ve gerilimi çözmek için oyun kullanmayı öngören bir metottu. Bu metodu; "Oynuyoruz ve Öğreniyoruz" adlı bir kitapla iyice kurumsallaştırdı.