Bushra Awwad'ı lise son sınıfta okuyan biricik oğlu Mahmud'dan bir İsrailli keskin nişancı ayırdı. O da ilk zamanlar bütün yaslı Filistinli anneler gibi şöyle diyordu: "Oğlumu öldüren adamı elime geçirirsem, 100 yıl sonra olsa bile, onu öldüreceğim". Ama hayat daha sonra onu bambaşka bir yolda yürümeye sevk etti. Bir gün bir toplulukta kendisi gibi oğlu öldürülmüş bir anne ile karşılaştı ve onun oğlunun fotoğrafına baktı. Ancak karşısındaki kadın bir İsrailliydi ve oğlu Filistinliler tarafından öldürülmüştü. O fotoğrafa baktığı an Bushra için bir dönüm noktası oldu. İntikamın kaybedilen yakınları geri getirmediğini, huzuru ve uzlaşmayı ancak kalıcı bir barış için şiddet dışı yaklaşımın geri getireceğini idrak etti. Bushra kendisiyle aynı durumda olan ve kendisi gibi düşünen Filistinli ve İsrailli anne babaların da var olduğunu hatta 'Ebeveynler Çemberi' adlı bir topluluk kurarak bir araya gelip faaliyetlerde bulunduklarını gördü. Bir zamanlar intikam için kan dökmeye yeminli Bushra, şimdi bu grubu temsil ediyor ve insani yaklaşımın tesisi için insanları aydınlatmaya çalışıyor.