Nagihan Haliloğlu: Başörtüsü İçinde Aşk, ya da ‘Britanyalı Müslüman bir hanımefendinin sergüzeşti’

Giriş Tarihi: 25.4.2014 12:41 Son Güncelleme: 28.11.2014 12:09
Nagihan Haliloğlu SAYI:01Mayıs 2014
Janmohamed, Başörtüsü İçinde Aşk’ta; Müslümanların ailelerine ve içinde yaşadıkları topluma başkaldırarak nasıl özgür bir kimlik kazandıklarına dair, hemen her İngiliz kitapçısında bulabileceğiniz hikâyelerin aksine, yetişkin olma ve kendini arama macerasının bir aile çevresinde nasıl yaşanabileceğini gösteriyor. Shelina Zahra Janmohamed, Başörtüsü İçinde Aşk adlı kitabında okurla Britanyalı ve Müslüman orta sınıf bir ailede büyümenin nasıl bir tecrübe olduğunu paylaşıyor. Kitap İngiltere'de 2009 yılında, 90'larda Avrupa'nın yeni kimliğini belirlemede önemli bir yapıtaşı olarak görülen çok kültürlülüğün artık iflas ettiğine dair görüşlerin öne çıktığı bir dönemde yayınlandı. Janmohamed'in kitabı her ne kadar alabildiğine pembe ve feminen bir kapakla yayınlanmış ve 'Müslüman kadın doğru kişiyi arıyor' alt başlığı ile sunulmuş olsa da aslında Zadie Smith'in Beyaz Dişler'i gibi çok kültürlü İngiltere'de büyümenin zorluklarını ve güzelliklerini anlatan romanlar kategorisinde değerlendirilebilir. Pembe ve başörtülü kapağa kanıp Müslüman kadının gizemli aşk hayatı hakkında bilgiler edineceğini düşünen okurları biraz hayal kırıklığına uğratacağını sanıyorum -kitabın başarısı da zaten burada-. Janmohamed kitabın alt başlığındaki kelime oyunuyla aslında okuyucuyu uyarıyor: 'Doğru kişi' anlamına gelen 'the One', 'O' harfi büyük olduğunda daha aşkın bir manaya işaret ediyor aslında. Aranan aynı zamanda 'Tek' olan bir varlık- bu hem aşkın, hem de Mevla'nın arandığı bir serüven. Janmohamed genç bir kadının eğitim, iş ve aşk hayatını anlatırken, bir yandan da bu macera sırasında karşılaşılan durumlarda inancın, dini pratiklerin nasıl insana yardımcı olabileceğine işaret ediyor. Janmohamed İslami inanç ve pratikleri hikâyesine, hiçbirini atlamadan ve öyle incelikle örüyor ki, kitaba Britanyalı Müslüman Kadın'ın, tam da kelime manasıyla ilmihâli, onu beğenmediyseniz manifestosu diyebiliriz.

Janmohamed kitapta bu gibi büyük arayışların tek başına yapılamayacağına bizi ikna ediyor. Müslüman kadınların (ve erkeklerin) ailelerine ve içinde yaşadıkları topluma başkaldırarak nasıl özgür bir kimlik kazandıklarına dair, hemen her İngiliz kitapçısında bulabileceğiniz hikâyelerin aksine Janmohamed bize bir yetişkin olma macerasının bir aile ve 'destek olan' bir aile çevresinde nasıl yaşanabileceğini gösteriyor. Müslüman çevrelerin baskıcı olduğunu ima eden azımsanamayacak sayıdaki otobiyografileri İngiliz Müslüman toplumuna genelleyemeyeceğimiz gibi, Janmohamed'in olumlu tecrübesini de genelleyemeyiz elbette. Ama dindar Müslüman bir kadının İngiltere'de neler yapabileceğini çok güzel anlatan ve çokkültürlü toplumların pekâlâ başarılı ve mutlu bireyler üretebileceğine bizi tekrardan inandıran bir hikâye bu. Janmohamed kitap boyunca bir yandan ailesinin ve çevresinin bulduğu damat adaylarıyla evin mutfağında, cami çıkışında, değişik restoranlarda görüşürken, satır aralarında; romanın kapağına göre ikincil gibi görünen ama asıl olan başka bir hikâye anlatılmakta. Çok iyi bir öğrenci olan Shelina, Oxford'a giriyor, birçok güzel dostluk kuruyor, arkadaşlarıyla Ürdün ve Afrika'ya eğlenceli yolculuklar yapıyor, Müslüman cemiyetlerinde konuşmalar yapıyor, sonra da iyi bir iş sahibi oluyor. İngiltere'deki Müslümanların hayatlarını olduğundan daha 'pembe' gösterme hatasına düşmeyelim. Janmohamed yine 'kalp maceralarını' anlatırken bir pencere açıp bize nasıl bir çevreden geldiğini anlatıyor. Shelina, İngiltere Müslümanları arasında özel, eğitime çok önem veren bir 'hemşeri' grubu içinde büyümüş. Janmohamed ailesi Doğu Afrika Hintli kökenli. Evet, biraz uzun ve İngiliz sömürge sisteminin tarihini de ele veren bir isim. Janmohamed ailesi İngilizler tarafından Afrika'daki sekretarya ve sağlık işlerini yürütmek üzere göç etmeye teşvik edilmiş Hintli ailelerden. Doğu Afrikalı Hintliler, İngiltere'de de benzeri beyaz yaka işlerde çalışıyorlar ve çocuklarını da bu işlere teşvik ediyorlar. Janmohamed bize her yönüyle -yuva kurma konusu da dâhil olmak üzere- birbirine sıkı sıkı bağlı Müslüman bir topluluğun resmini çiziyor. Bu topluluğun belki de en renkli karakterleri de çöpçatanlıkla uğraşan 'teyze'ler.

Değişik kültürlerde çok değişik şekillerde işleyen bir kurum çöpçatanlık. Avrupa ve Amerikalıların dehşetle bahsettiği 'arranged marriage', yani 'planlanmış evlilik' kurumunun hemen hemen tüm tonlarını görmek mümkün Janmohamed'in kitabında. İki tarafın dini ve kültürel meyillerine göre uzunluğu ve samimiliği değişen bir dizi buluşma anlatıyor Janmohamed ve İngiliz toplumumun Müslüman kadınlara sık sık sorduğu bir soruyu da yanıtlamış oluyor. ('Evde de başını örtüyor musun?' meselesine hiç girmeyelim, yazar bununla ilgili maceralarını da uzun uzun paylaşıyor okurla). İradeleri dışında evlendirilen kadınlar elbette tüm kültürlerde var, ama Janmohamed'in verdiği mesaj, Müslümanların bu kurumun romantik Amerikan filmlerinde heyecanlı beklediğimiz 'blind date' sahnelerinden (yani birbirini tanımayan iki tarafın aile ve dost çevresi tarafından genellikle 'itildikleri' 'kör buluşma') çok da farklı olmadığı. Britanyalı okuyucuyu şaşırtan bir şey de Janmohamed'in bu usulle belki de iki elin bile parmaklarını geçecek sayıda erkekle görüşmüş ve buluşmuş olması. Bu maceralar sırasında Janmohamed doğal olarak birçok problemli kişilikle karşılaşıyor ve yazar yine, bir yandan romantik olasılıkları hayal etmemizi isterken, bir yandan da bizi, pek çoğu bize de tanıdık gelecek Britanyalı Müslüman erkek tipolojisiyle tanıştırıyor. Shelina'nın başörtüsü yüzünden çok önemli mesleğinde ilerleyemeyeceğini düşünenden tutun, kendisini 'kendini bulma' yolculuğuna kaptırıp burnunun dibindeki yaşamı göremeyenine kadar. Sürekli değişen ve aldatıcı şekillere bürünen dünyada Shelina'nın en önemli dayanağı ailesi. 'Doğru kişi'yi ısrarla arama sebebi de ailesinden ayrılma isteği değil, çok sevdiği ailesinin bir benzerini kurma çabası- Shelina'nın 'aşk' arayışı piyasada Müslüman kadınlar hakkında/tarafından yazılan kitaplarda olduğu gibi aileye rağmen değil, aileyle birlikte ve aile için.

Janmohamed kitabının hitap kısmında okuyucuya sırasıyla Britanyalı, Asyalı (ki bu Britanya bağlamında Hintli anlamına geliyor) Müslüman bir kadın olduğunu ve bu değişik kimliklerini ortalama bir Britanyalının tahmin ettiğinden çok daha farklı bir şekilde yaşadığını söylüyor. Dindar olmasıyla bir elin parmaklarıyla sayabileceğimiz Müslüman Britanyalı yazarlardan Janmohamed, tekrar bir kitap yazmayı düşünüyor mu bilinmez. Fakat yazar bloğuyla, İngiliz gazetelerinde yazdığı köşeler ve çıktığı televizyon ve radyo programlarıyla, dininin evrensel; hem kadınları hem erkekleri ilgilendiren gerçeklerini, özellikle sosyal adalet ile öğretilerini- Britanya halkına anlatmaya devam ediyor.
BİZE ULAŞIN