Başarısız 15 Temmuz darbe teşebbüsünün hemen ertesinde Alman medyası sokaklara inen halkın direnişi ve coşkusunu değil darbecilere karşı alınan önlemlere odaklanmayı tercih etti.
Darbeye ilişkin gelişmeleri yoğun bir şekilde veren Alman medyasının olayların seyrini değiştiren başlıca mihenk noktası olan Türk Milleti'nin demokrasi zaferinin es geçilmiş olması oldukça manidar. Girişimin hemen ertesinde alınan önlemler ve bunların ülkenin geleceğinde neden olabileceği olumsuzluklara yönelik endişeler, darbecilerin maruz kaldığı kötü muameleleri ön plana çıkaran haberler, darbenin senaryo olduğuna ilişkin komplo teorileri ve iddialar ve Cumhurbaşkanı'nın bundan sonra kazanacağı güçle ilgili endişe içeren haber ve yorumlar yoğunluktayken halkı ezen tanklar, bomba yağdıran F-16'lar ya da silahsız sivillere ateş açan darbecilere ilişkin haber ve görüntüler bunların çok gölgesinde kalmaktan kurtulamadı. Darbeden iki gün sonra yayımlanan iki makale sanırım Almanya'daki bakış açısını yansıtabilir. Almanya, Münchner Merkur gazetesi, 18 Temmuz: "Şimdi Türkiye onun. Erdoğan fiili olarak Sultan haline geldi. Hep olmak istediği gibi. Ordu da artık onun ayakları altında olacak, Erdoğan'ın devleti için son rötuşların yapılmasına Türkiye'de artık kimse engel olamayacaktır. Muhalifler, karşıtlar ve muhalif diye etiketlenmiş herkes devre dışı bırakılacaktır. Av başladı ve bu süreç kökten, zalimce ve kanlı olacak. Almanya, Frankfurter Rudschau: "Boğazların efendisi toplumsal barış yönünde adımlar atmayı aklından bile geçirmiyor. Bu darbe Türkiye'de siyasi ve toplumsal alanda ileri seviyedeki kutuplaşmanın ve kurumların zayıflığının bir belirtisidir."