Yedi ay önce görevine geçici olarak son verilen Dilma Rousseff'in geçtiğimiz ayda Brezilya Senatosu tarafından görevinden kalıcı olarak uzaklaştırılmasına karar verildi ve böylelikle Rousseff ile beraber uzun bir süredir ülkeye hâkim olan sol iktidara büyük bir darbe vurulmuş oldu. Ülke yolsuzluklarla çalkalanmasına karşın Rousseff'in görevinden alınmasına neden olan ise yolsuzluk değil. Zira kendisine karşı yöneltilen suçlama karıştığı bir yolsuzluk üzerine kurulamadı. Kamusal verileri makyajladığı ve yapılan yolsuzluklarda sorumluluğu bulunduğu gerekçesiyle itham edilen Rousseff'i senato bu açıdan da suçlu bulmadı. Zira onun yolsuzluğa karıştığına dair ne bir delil ne de yurtdışında hesabı bulundu. Hal böyle olunca Brezilya Senatosu Rousseff'in görevinden kalıcı olarak uzaklaştırılma gerekçesi olarak 'yönetim zaafı'nı gösterdi. Kimi çevreler Lula'nın halefi Rousseff'i iktidarından eden bu kararı şöyle nitelendiriyor: "Antidemokratik yollarla görevden alma sürecini meşrulaştıran Brezilya usulü modern bir sivil darbe." Darbe olur da içinde ABD olmaz mı diyenlerin nitelendirmesi ise şöyle: "Wall Street usulü sivil darbe" ya da başka bir deyişle "Uluslararası finans oligarşisinin darbesi."