Son 70 yıldır dünyaya yön vermeye alışmış Amerika'nın siyaset ve kültürüne son yıllarda ciddi ve derin bir çöküş duygusunun hâkim olduğu görülüyor. Irak'ta, Suriye'de, Afganistan'da çuvalladığı gibi beceriksizliği nedeniyle bu bölgeleri kaosa sürükleyen ABD, bir yandan da liderliği Çin'e kaptırma kaygısı yaşıyor. Bu endişe atmosferi ülkenin başkanlık seçim yarışına da yön veriyor ve süreçte ana temalarından birini oluşturuyor. Bunun en belirgin örneği ise bu endişeyi doğrudan araçsallaştıran ve kampanyasının temeline oturtan Donald Trump. Kampanyalarında "Ülkemiz yıkılmak üzere. Altyapılarımız yıkılmak üzere. Havalimanlarımız üçüncü dünya ülkelerininki kadar bile değil" diye haykıran Trump'ın kampanya sloganı olarak 'Amerika'yı Yeniden Güçlü Kılalım!' sloganını seçmesi bile aslında Amerikalıları giderek sarmalayan bu duygunun bir göstergesi. Trump'ın inanılmaz ve önlenemez yükselişinin temelinde de aslında Amerikalıların hiç de gerçekdışı sayamayacağımız bu psikolojisine hitap etmesi yatıyor.