Irak 1970'lerde Ortadoğu'daki örnek ülkelerden biriydi. Ama önce İran savaşı, ardından ABD ve müttefiklerinin işgali, şimdi de iç kargaşa ve DAİŞ tehdidiyle en kötülerden biri haline getirdi. Bir zamanlar despotik de olsa iyi kötü bir düzeni, ekonomisi, bütünlüğü, eğitim ve sağlık hizmetleri olan petrol ülkesinde artık mağdur olmayan kalmadı. Irak'ın içine düşürüldüğü durumun en büyük mağduru ise Iraklı çocuklar oldu, olmaya da devam ediyo. 16 milyon çocuğun bulunduğu ülkeden çıkan işgalciler, arkalarında kaos ve anarşiyle beraber çocuklar açısından şöyle bir ortam da bıraktılar: Her yıl bir yaşına varmadan ölen 35 bin bebek, beslenme yetersizliği çeken beş yaşının altında 1,5 milyon, sağlıklı suya ulaşma imkanı olmayan 2,5 milyon, ilkokula gidemeyen 700 bin ve artık eğitimlerini sürdüremeyen 2 milyon çocuk. Şimdi Irak'ta okula gidemeyen ve karnını doyurmak için sağda solda hizmet veren sadece 5-14 yaşındaki çocuk sayısı 800 bine ulaşmış durumda. Ne yazık ki Irak'ı bu hale düşürenlerin okudukları siyaset bilimi teorileri 'masum çocukların ahı' diye bir kavrama henüz yer vermiyor.