Ağustos editör yazısı
Dünyanın her yerinde protesto gösterileri varken dünya liderleri ülkelerinde, kendi halklarının sesini duymaktan aciz. Üstelik daha kötüsü, halkların daha çok tepki vermesini önlemek için Gazze'de yaşanan işgal, terörizm ve insanlık suçları hafifletilmiş bir şekilde dünya medyasına sunuluyor.
Maalesef İslam toprakları her hâli ile acının, parçalanmışlığın ve gürültülü bir sessizliğin coğrafyası olmaya devam ediyor. Bir yanda 'Allahuekber' sesleri ile cami bombalayanlar, bir yanda kumsalda oynayan çocukları hedef alan bombalar. İçimizden gelerek söylediğimiz tek şey, 'Ne çok acı var'…
Lacivert'in geçen ayki dosya konusu farklı bir perspektif ile ele aldığımız 'tatil' yapma şekillerimizdi. Bu ayki dosyamız ise 'moda'. Tarihiyle, tesettür giyimine etkisiyle, yeni orta sınıflaşma ve muhafazakâr sınırlar ile tüketim ve moda ilişkisini ele aldık. Bu bakış açısı belki klasik görünse de değişen ve dönüşen moda alışkanlıklarına göre tekrar tekrar ele alınması gereken bir mesele. Nesiller büyüyor, tarzlar değişiyor, alışkanlıklar tekrar şekilleniyor ve modanın esareti devam ediyor.
Güzel giyinerek kendini ifade etmekten, muhakkak moda olanı ve marka olanı üzerinde taşıyarak bir statü edinmeye çalışmak ve bunu görünürlüğümüzün vazgeçilmez bir parçası kılarak yaşam tarzını düzenlemeye kadar moda, geniş bir yelpazede hayatımızın bir yanını ele geçiriyor.
Moda için söylenebilecek sözleri Nazife Şişman ile konuştuk. Dindar kesimin alışkanlıklarını ve sorgulama şekillerini ise İsmail Kılıçarslan röportajında okuyacaksınız. Dosya makalelerinde Şule Albayrak'ın 'Yükselen dindar sınıfların modayla imtihanı' makalesini ve Fatma Genç Ünay'ın 'Bir servet ve güç göstergesi olarak moda' yazısını bulacaksınız. Hepinize iyi okumalar dilerim.